İçindekiler
Toggleİcra Takibi Nedir ve İcra Takip Süreci Nasıl İşler?
Hukuk sistemleri, bireyler ve kurumlar arasındaki ilişkileri düzenlerken, bu ilişkilerden doğan alacakların tahsil edilememesi durumuna da çözüm üretir. Borçlunun borcunu rızasıyla ödemediği durumlarda, alacaklının hakkını devlet gücüyle almasını sağlayan mekanizmalar devreye girer. Bu mekanizmaların temelini oluşturan İcra Hukuku, karmaşık yapısı ve taraflar için doğurduğu ciddi sonuçlar nedeniyle dikkatle ilerlenmesi gereken bir alandır. Bu yazımızda, icra takibi nedir sorusunun yanıtı, temel kavramlar ve yasal dayanaklar ışığında izah edilecektir.
İcra Takibi Nedir?
İcra takibi nedir? sorusu, hukuki bir alacağı olan ancak bu alacağını borçlusundan tahsil edemeyen kişilerin en temel sorusudur. En genel tanımıyla icra takibi, borçlunun borcunu herhangi bir sebeple zamanında ve rızasıyla ifa etmemesi halinde, alacaklının bu borcu devlet gücü ile tahsil etmek üzere icra daireleri nezdinde başlattığı yasal bir süreçtir. Bu süreç, alacaklının icra dairesine sunduğu bir takip talebi ile başlar ve borçlunun menkul veya gayrimenkul mallarının haczedilip satılarak elde edilen paranın alacaklıya ödenmesine kadar devam eden bir dizi işlemi kapsar.
İcra nedir diye sorulduğunda, akla ilk gelen bu yasal tahsilat sürecidir. Sürecin “devlet gücü” ile yürütülmesi, konunun ciddiyetini ortaya koyan en önemli unsurdur. Bu unsur, alacak tahsilinin kişisel bir mesele olmaktan çıkıp, kanunlarla düzenlenmiş, resmi ve yaptırım gücü yüksek bir kamu faaliyeti haline geldiği anlamına gelir. Bu durum, bir yandan alacaklıya alacağına kavuşma güvencesi verirken, diğer yandan borçluyu yasal yükümlülüklerini yerine getirme konusunda devlet marifetiyle zorlar. İcra ne demek sorusunun cevabı, aslında bu zorla yerine getirme eyleminin kendisidir.
Cebri İcra Nedir?
Cebri icra nedir? sorusu, icra takibi kavramını tamamlayan bir diğer önemli başlıktır. “Cebri icra” terimi, kelime anlamı olarak “zorla yerine getirme” demektir. Cebri İcra Nedir Sorusunun Hukuki anlamda cevabı ise, borçlunun rızası olmaksızın, borcunu devlet zoruyla ifa etmeye mecbur bırakılmasıdır. İcra takibi ve cebri icra, sıklıkla birbirinin yerine kullanılan kavramlar olup, her ikisi de alacaklının, borçlunun anlaşmalara uymaması halinde kamu gücünü kullanarak alacağını tahsil etme yolunu ifade eder.
Cebri icra ne demek diye merak edenler için, bu kavram devletin borç tahsilatındaki zorlayıcı gücünü tanımlar.
Cebri icra, icra takibi sürecinin nihai hedefi ve yaptırım gücüdür. Borçlu, yasal süreç sonunda borcunu hala ödememişse, devlete bağlı icra organları (icra daireleri, icra memurları) borçlunun mal varlığına zorla el koyma yetkisine sahiptir. İcra takibi nedir sorusunun temelinde devletin bu zorlayıcı gücü yatar.
İcra Hukukunun Yasal Dayanağı: İcra ve İflas Kanunu (İİK)
Türkiye’de icra ve iflas süreçlerini düzenleyen temel ve birincil kaynak, 9 Haziran 1932’de kabul edilen 2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu’dur (İİK). Bu kanun, alacaklı-borçlu ilişkilerinde devlet eliyle tahsilatın hangi usul ve esaslara göre yapılacağını, iflas sürecinin nasıl işleyeceğini belirleyen kurallar bütünüdür.
İcra ve İflas Kanunu’nun temel amaçlarından biri, alacaklının alacağına kavuşma hakkı ile borçlunun temel yaşam standartlarını ve ekonomik varlığını sürdürme hakkı arasında adil bir menfaat dengesi kurmaktır. Sistem, sadece alacaklıyı korumayı değil, aynı zamanda borçlunun temel yaşam koşullarını gözetmeyi ve cebri icra faaliyetlerinde ölçülülük ilkesine uymayı hedefler. Bu denge, haczedilemeyen mallar ve gelirler gibi düzenlemelerle somutlaşır.
Bu noktada, icra hukukundaki “taraf” kavramının niteliğini anlamak kritik öneme sahiptir. İcra takibinde taraflar “alacaklı” ve “borçlu” olarak isimlendirilir. Ancak bu sıfatlar, maddi hukuktaki gibi kişinin gerçekte haklı veya haksız olduğunu ifade etmez; bunlar şekli kavramlardır. Yani, gerçekte borcu olmayan bir kişiye karşı usulüne uygun bir icra takibi başlatıldığında, o kişi takip hukuku anlamında “borçlu” sıfatını alır ve yasal sürelere uygun şekilde itiraz gibi savunma haklarını kullanmakla yükümlü olur. Bu durum, “borcum yok, bir şey yapmama gerek yok” gibi bir düşüncenin ne kadar tehlikeli olabileceğini de gözler önüne serer.
İcra Takibinin Türleri: İcra Takibinde Hangi Durumda Hangi Yol İzlenir?
İcra takibi, alacağın niteliğine, alacaklının elindeki belgelere ve ulaşmak istediği sonuca göre farklılık gösteren çeşitli yollarla yürütülebilir. Türk hukuk sisteminde icra takipleri temel olarak iki ana kategoriye ayrılır: ilamsız icra takibi ve ilamlı icra takibi. Bu ayrımın temelinde, takibin bir mahkeme kararına dayanıp dayanmadığı yatar. Alacaklının veya borçlunun, içinde bulunduğu duruma en uygun hukuki yolu belirleyebilmesi için bu türleri ve aralarındaki farkları bilmesi esastır. Bu bölümde
Yazımızın bu bölümünde icra takibi nedir sorusunun farklı türler üzerinden cevabı verilecektir.
İlamsız İcra Takibi Nedir?
İlamsız icra takibi nedir? sorusunun cevabı, alacaklılar için en pratik ve en sık başvurulan yolu tanımlar. İlamsız icra, herhangi bir mahkeme kararına (ilam) veya ilam niteliğindeki bir belgeye ihtiyaç duyulmaksızın, yalnızca alacaklının beyanına ve alacak iddiasına dayanarak başlatılabilen takip yoludur. Bu takip türü, özellikle mahkeme sürecinin uzunluğundan ve maliyetinden kaçınmak isteyen alacaklılar için bir hız ve kolaylık avantajı sunar.
İlamsız icra nedir diye sorulduğunda, mahkeme kararı olmadan başlatılan takip akla gelmelidir.
Ancak bu kolaylığın bir bedeli vardır. İlamsız icra takibi, kural olarak yalnızca para ve teminat alacakları için kullanılabilir. Örneğin, bir malın iadesi veya bir işin yapılması gibi talepler bu yolla ileri sürülemez.
İlamsız icra takibinin kendi içinde de alt türleri bulunmaktadır:
- Genel Haciz Yoluyla Takip: En yaygın ilamsız takip türüdür. Bu yola başvurmak için alacaklının elinde herhangi bir belge (fatura, sözleşme vb.) bulunması dahi zorunlu değildir. Alacaklının iddiası, takibi başlatmak için yeterlidir.
- Kambiyo Senetlerine Mahsus Haciz Yoluyla Takip: Alacak, çek, bono veya poliçe gibi bir kambiyo senedine dayanıyorsa bu özel takip yolu kullanılır. Bu yolda, borçluya tanınan süreler daha kısadır ve borçlunun itiraz hakları genel haciz yoluna göre daha sınırlıdır, bu da alacaklı lehine bir avantaj yaratır.
İlamlı İcra Takibi Nedir?
İlamlı icra takibi nedir? sorusu ise, hukuki uyuşmazlığın çözüm aşamasını geçmiş ve artık tahsilat aşamasına gelmiş durumları ifade eder. İlamlı icra, bir mahkeme tarafından verilmiş ve kesinleşmiş bir karara (ilam) veya kanun tarafından ilam niteliğinde sayılan bir belgeye dayanılarak başlatılan takip türüdür.
İlamlı icra nedir sorusunun cevabı, takibin bir mahkeme kararına dayanmasıdır.
İlamlı takibin dayanağını oluşturan belgeler sadece mahkeme kararlarıyla sınırlı değildir. İlam niteliğinde sayılan belgeler; Hakem kararları, noter huzurunda düzenlenmiş para borcu ikrarını içeren senetler, icra edilebilirlik şerhi verilmiş arabuluculuk veya uzlaştırma anlaşma tutanakları da ilam niteliğinde kabul edilir ve bu belgelere dayanılarak ilamlı icra takibi başlatılabilir.
İlamlı takibin en temel özelliği, borcun varlığının ve miktarının zaten bir mahkeme kararıyla tespit edilmiş olmasıdır. Bu nedenle, borçlunun artık borcun esasına, yani “böyle bir borcum yoktur” şeklinde bir itirazda bulunma hakkı yoktur.Bu durum, ilamlı takibi alacaklı için çok daha güçlü ve kesin sonuçlu bir yol haline getirir. İlamlı takip, aslında bir uyuşmazlığın başlangıcı değil, daha önce bir mahkemede görülüp sonuçlanmış bir davanın “infaz” yani yerine getirme aşamasıdır.
İlamlı Takip ve İlamsız Takip Arasındaki Farklar
İlamlı ve ilamsız takip arasındaki temel farkları anlamak, tarafların hak ve yükümlülüklerini doğru bir şekilde kavramaları için hayati önem taşır. Aşağıdaki tablo, bu iki takip türü arasındaki kritik ayrımları özetlemektedir.
Kriter | İlamlı İcra Takibi | İlamsız İcra Takibi |
Dayanak | Mahkeme kararı (ilam) veya kanunen ilam niteliğinde sayılan bir belge zorunludur. | Herhangi bir mahkeme kararı veya belge sunma zorunluluğu yoktur. Alacaklının beyanı yeterlidir. |
Gönderilen Belge | Borçluya “İcra Emri” tebliğ edilir. | Borçluya “Ödeme Emri” tebliğ edilir.1 |
İtiraz Hakkı | Borcun esasına (varlığına veya miktarına) itiraz edilemez. Yalnızca borcun ödendiği, ertelendiği veya zamanaşımına uğradığı gibi sınırlı nedenlerle icra mahkemesine şikayet veya itiraz yoluna gidilebilir. | Borçlu, ödeme emrinin tebliğinden itibaren 7 gün içinde borcun tamamına, bir kısmına, faize, imzaya veya icra dairesinin yetkisine itiraz edebilir. Süresinde yapılan itiraz takibi kendiliğinden durdurur. |
Yetkili İcra Dairesi | Yetki sorunu yoktur. Türkiye’deki herhangi bir icra dairesinden takip başlatılabilir. | Genel yetkili icra dairesi borçlunun yerleşim yeridir. Borçlu, 7 gün içinde yetki itirazında bulunabilir. |
Zamanaşımı | Takibe dayanak olan ilamlar için kanunda belirtilen genel zamanaşımı süresi 10 yıldır. | Alacağın türüne göre değişkenlik gösterir. Örneğin kambiyo senetlerinde 3 yıl, kira alacaklarında 5 yıl gibi özel süreler olabilir. Genel kural ise 10 yıldır. |
Takibin Konusu | Para, teminat, taşınır teslimi, taşınmaz tahliyesi, bir işin yapılması veya yapılmaması gibi geniş bir yelpazeyi kapsar. | Kural olarak sadece para ve teminat alacakları için başvurulabilir. En önemli istisnası kiralanan taşınmazların tahliyesidir. |
İlamsız Takipte Özel Durum: Kiralanan Taşınmazların İlamsız İcra Yoluyla Tahliyesi/
İlamsız icra takibinin “sadece para ve teminat alacakları için” olduğu genel kuralının en önemli ve en sık karşılaşılan istisnası, kiralanan taşınmazların tahliyesidir. Kira borcunu ödemeyen bir kiracının tahliyesi için mahkemede dava açmak uzun sürebilmektedir. Bu nedenle kanun koyucu, mülk sahiplerine daha hızlı bir yol sunmuştur.
Alacaklı (kiraya veren), kira borcunun ödenmesi ve aynı zamanda taşınmazın tahliyesi talebiyle ilamsız icra takibi başlatabilir. Bu durumda borçluya (kiracıya) gönderilen ödeme emrinde, belirli bir süre içinde (genellikle 30 gün) kira borcunu ödemesi, aksi takdirde hem borcun tahsili için haciz işlemlerine başlanacağı hem de taşınmazdan tahliye edileceği ihtar edilir. Bu yöntem, hem ev sahipleri hem de kiracılar için pratik sonuçları olan hukuki yoldur ve ilamsız takibin esnekliğini gösteren önemli bir örnektir.
İcra Takibi Nedir Sorusunun Cevabında İcra Takibi Sürecinin İşleyişi
Bir icra takibi, alacaklının talebiyle başlayan ve borcun tahsil edilmesiyle sona eren, kanunla belirlenmiş adımlardan oluşan bir süreçtir. Bu sürecin her aşaması, hem alacaklı hem de borçlu için belirli hak ve yükümlülükler içerir. Sürecin nasıl işlediğini bilmek, tarafların hak kaybına uğramasını engeller ve adımları doğru zamanda atmalarını sağlar. Bu bölümde, bir icra takibinin nasıl başlatıldığı, bu süreçte rol alan kurumların görevleri ve takibin temel aşamaları detaylandırılacaktır. İcra takibi nedir ve adımları nelerdir sorusu burada yanıt bulacaktır.
İcra Takibi Nasıl Yapılır?
İcra takibi nasıl yapılır sorusunun ilk cevabı, alacaklının yetkili icra dairesine başvurmasıdır. Süreç, alacaklının veya vekilinin, takibe dayanak olan belgelerle birlikte hazırladığı bir “takip talebi” formunu icra dairesine sunmasıyla başlar. Günümüzde bu başvurular, adalet sisteminin dijital altyapısı olan Ulusal Yargı Ağı Bilişim Sistemi (UYAP) üzerinden elektronik ortamda da kolaylıkla yapılabilmektedir.
İcraya nasıl verilir sorusunun ilk adımı bu resmi başvurudur.
Birini icraya vermek için gerekli evraklar genellikle şunlardır:
- İcra Takibi Nedir Sorusunun Cevabında Takip Talebi: İcra dairelerinden temin edilen veya UYAP üzerinden doldurulan, alacaklı, borçlu ve alacak bilgilerini içeren maktu formlardır..
- İcra Takibi Nedir Sorusunun Cevabında Dayanak Belgeler: Alacağın ispatına yarayan her türlü belge. İlamlı takip için mahkeme kararı veya ilam niteliğinde belge zorunludur. İlamsız takipte zorunlu olmasa da, sözleşme, fatura, senet, dekont gibi belgelerin eklenmesi, olası bir itiraz durumunda alacaklının elini güçlendirir. İcra takibinde öne sürülmeyen durumların; itirazın iptali davasında öne sürülemeyeceğine dair yargıtay kararları da bu husustaki titizliğin önemini vurgulamaktadır.
- Vekaletname: Takip bir avukat aracılığıyla yapılıyorsa, avukatın yetkili olduğunu gösteren noter onaylı vekaletname.
- Kimlik Fotokopisi: Başvuruyu yapan alacaklının kimlik belgesi.
Takip başlatılırken, devlet tarafından belirlenen bazı harç ve masrafların alacaklı tarafından peşin olarak ödenmesi gerekir. Bu masraflar arasında başvuru harcı, peşin harç ve tebligat giderleri bulunur.Bu ödemeler yapıldıktan sonra dosya bir esas numarası alır ve takip resmi olarak başlamış olur. Başlangıçta alacaklı tarafından ödenen bu masraflar, dosya borcuna eklenir ve takibin sonunda borçludan tahsil edilir.
İcra Takibi Nedir Sorusunun Cevabında İcra Daireleri ve İcra Memurunun Rolü
İcra takibi sürecini yürüten temel kamu organları icra daireleri (icra müdürlükleri) ve bu dairelerde görevli icra memurlarıdır.
İcra müdürlüğü ne iş yapar? İcra dairesi, icra ve iflas hukukuna ilişkin tüm işlemlerin başlatıldığı, yürütüldüğü ve sonuçlandırıldığı resmi birimdir. Temel görevleri şunlardır:
- Alacaklıların takip taleplerini kabul etmek ve dosyaları oluşturmak.
- Borçlulara ödeme emri veya icra emri gibi tebligatları göndermek.
- Tarafların taleplerini ve yapılan işlemleri tutanak altına almak.
- Takip kesinleştiğinde borçlunun mal varlığını araştırmak ve haciz işlemlerini uygulamak.
- Haczedilen malların satışını (paraya çevrilmesini) organize etmek ve gerçekleştirmek.
- Satıştan elde edilen parayı, yasal kesintiler yapıldıktan sonra alacaklılar arasında paylaştırmak.
- Gerektiğinde polis veya jandarma gibi kolluk kuvvetlerinden yardım alarak çilingirle kapı açtırma gibi zor kullanma yetkisini kullanmak.
İcra memuru ne iş yapar? İcra memuru, icra dairesi bünyesinde çalışan ve yukarıda sayılan görevleri fiilen yerine getiren adli memurdur.İcra memurunun sorumlulukları arasında, belgeleri düzenlemek, tebligatları hazırlamak, haciz kararlarını uygulamak için borçlunun adresine gitmek (saha çalışması), haczedilecek malları tespit edip kıymet takdiri yapmak ve satış işlemlerini yürütmek gibi önemli görevler bulunur.İcra memurları, görevlerini yerine getirirken hem alacaklının hakkını korumak hem de borçlunun yasal haklarına riayet etmekle yükümlüdür.
İcra Takibi Nedir Sorusunun Cevabında Genel Haciz Yolunda Takip Aşamaları
İlamsız takibin en yaygın türü olan genel haciz yoluyla takip, belirli ve sıralı aşamalardan oluşur. Bu sürecin anlaşılması, tarafların her adımda ne beklemesi gerektiğini bilmesi açısından önemlidir. Süreç, temel olarak 6 kademede özetlenebilir. Aşağıdaki tablo, bu icra takip işlemleri nelerdir sorusuna net bir cevap vermektedir.
Tablo: İcra Takibi Nedir Sorusunun Cevabında Takip İşlemleri
Aşama | Açıklama |
1. Takip Talebi | Alacaklının, alacağını ve borçluyu belirterek, gerekli harç ve masrafları ödeyip yetkili icra dairesine başvurmasıdır. Bu adımla süreç hukuken başlar. |
2. Ödeme Emri | İcra dairesi, takip talebini aldıktan sonra borçluya bir “ödeme emri” gönderir. Bu belgede borç miktarı, faiz, masraflar ve borçlunun yasal hakları (7 gün içinde borcu ödeme veya itiraz etme hakkı) yer alır. |
3. Takibin Kesinleşmesi | Borçlu, ödeme emrinin tebliğinden itibaren 7 gün içinde borcu ödemez ve itirazda da bulunmazsa, takip kesinleşir. İtiraz edilmesi durumunda ise takip bu aşamada durur. Kesinleşme, haciz aşamasına geçişin ön koşuludur. |
4. Haciz | Takip kesinleştikten sonra borç hala ödenmemişse, alacaklının talebi üzerine icra dairesi harekete geçer. Borçlunun borca yetecek miktardaki mal, hak ve alacaklarına (banka hesapları, maaş, araç, gayrimenkul vb.) hukuken el konulur. |
5. Satış | Haczedilen mallar, borcun ödenmesi amacıyla paraya çevrilir. Alacaklının talebiyle, icra dairesi bu malları genellikle halka açık artırma yoluyla satar. |
6. Paraların Paylaştırılması | Satıştan elde edilen gelirle öncelikle icra masrafları karşılanır. Kalan para, alacaklıya ödenir. Aynı borçluya karşı birden fazla alacaklı varsa, para bu alacaklılar arasında kanuni sıralamaya (sıra cetveli) göre paylaştırılır. |
İcra Takibi Nedir Sorusunun Cevabında Borçlunun Hakları: İtiraz ve Savunma Mekanizmaları
İcra takibi süreci, tek taraflı işleyen bir mekanizma değildir. İcra ve İflas Kanunu, alacaklının hakkını korurken, borçluya da kendini savunması ve haksız takiplere karşı kendini koruması için çeşitli yasal haklar tanımıştır. Bu hakların en önemlisi ve en etkilisi, takibe itiraz etme hakkıdır. Borçlunun bu haklarını, sürelerini ve nasıl kullanılacağını bilmesi, sürecin adil bir şekilde işlemesi ve olası mağduriyetlerin önlenmesi için elzemdir. Yazımızın bu bölümünde İcra takibi nedir ve borçlu nasıl savunma yapar soruları anlatılacaktır.
Borçlunun İcra Takibine İtiraz Hakkı ve İcra Takibine İtiraz Süresi
İlamsız icra takiplerinde borçlu, kendisine gönderilen ödeme emrine karşı savunma yapma hakkına sahiptir. Bu savunmanın temel aracı itirazdır.
- İtiraz Süresi: Borçlu, ödeme emrinin kendisine veya yasal temsilcisine tebliğ edildiği tarihten itibaren 7 gün içinde itiraz etmelidir. Bu süre hak düşürücü bir süredir; yani kaçırılması halinde itiraz hakkı kural olarak ortadan kalkar ve takip kesinleşir.
- İtirazın Sonucu: Yasal 7 günlük süre içinde yapılan itiraz, başka herhangi bir mahkeme kararına veya işleme gerek kalmaksızın, icra takibini kendiliğinden durdurur. Takip durduğunda, alacaklı artık haciz gibi cebri icra işlemlerinin yapılmasını talep edemez. Bu durum, icra hukukunda borçlunun sessiz kalmasının, borcu zımnen kabul ettiği anlamına geldiğini gösterir. Pasif kalmak, hakların kaybedilmesine yol açarken, süresinde yapılan basit bir itiraz dahi süreci tamamen farklı bir yöne çevirebilir.
İcra kağıdı geldikten sonra ne olur sorusunun en kritik cevabı bu 7 günlük süredir.
İcra ve İflas Kanunu Madde 62 – İtiraz Usulü
İtiraz etmek isteyen borçlu, itirazını, ödeme emrinin tebliği tarihinden itibaren yedi gün içinde dilekçe ile veya sözlü olarak icra dairesine bildirmeye mecburdur.
İtiraz, takibi yapan icra dairesinden başka bir icra dairesine yapıldığı takdirde bu daire gereken masrafı itirazla birlikte alarak itirazı derhal yetkili icra dairesine gönderir.
İtirazda bulunan borçlu, itirazın kaldırılması duruşmasında, alacaklının dayandığı senet metninden anlaşılanlar dışında, itiraz sebeplerini değiştiremez ve genişletemez.
Borcun bir kısmına itiraz eden borçlunun o kısmın cihet ve miktarını açıkça göstermesi lazımdır. Aksi takdirde itiraz edilmemiş sayılır.
İcra Takibine İtiraz Türleri: İcra Takibinde Neye, Nasıl İtiraz Edilir?
Borçlu, takip konusu borcun farklı unsurlarına itiraz edebilir. İtirazın açık ve net olması önemlidir.
- İcra Takibinde Borcun Esasına İtiraz: Bu, en kapsamlı itiraz türüdür. Borçlu, borcun tamamına “böyle bir borcum yoktur” diyerek itiraz edebilir. Alternatif olarak, borcun bir kısmını kabul edip kalanına itiraz ediyorsa, icra takibinde buna kısmi itiraz denir. Bu durumda borçlunun, itiraz ettiği ve kabul ettiği kısımları dilekçesinde rakamsal olarak açıkça belirtmesi zorunludur
- İcra Takibinde Yetki İtirazı: Borçlu, takibin kanunen yetkisiz bir icra dairesinde başlatıldığını düşünüyorsa yetki itirazında bulunabilir. Bu itirazı yaparken, kendisine göre yetkili olan icra dairesini de dilekçesinde belirtmek zorundadır. Yetki itirazı, borca itirazla birlikte yapılabilir.
- İcra Takibinde İmzaya İtiraz: Özellikle kambiyo senetlerine (bono, çek) dayalı takiplerde, borçlu, senet altındaki imzanın kendisine ait olmadığını iddia ediyorsa, bunu “ayrıca ve açıkça” belirterek imzaya itiraz edebilir. Kambiyo senedine mahsus haciz yoluyla; genel haciz yoluyla takip arasında “itiraz” usulleri ve “itirazda süreler” dahil olmak üzere ciddi farklar olduğunu unutmamak gerekir.
İcra Takibinde Borca İtiraz Sonrası Süreç: Alacaklının İtiraza Karşı Seçenekleri
Borçlunun itirazıyla duran takibi devam ettirmek isteyen alacaklının, hukuki süreci bir üst aşamaya, yani mahkemeye taşıması gerekir. İtiraz, borçlu için bir savunma aracı ve zaman kazandıran bir “acil durum freni” olsa da, süreci tamamen bitirmez. Alacaklının başvurabileceği iki temel hukuki yol vardır:
- İtirazın İptali Davası: Alacaklı, itirazın kendisine tebliğinden itibaren 1 yıl içinde, genel görevli mahkemelerde (genellikle Asliye Hukuk Mahkemesi) itirazın iptali davası açabilir. Bu, delillerin serbestçe tartışıldığı, tanık dinletilebilen tam teşekküllü bir davadır. Bu dava, bir nevi icra davası nedir sorusunun cevabıdır.
- İtirazın Kaldırılması Davası: Alacaklı, daha hızlı bir yol tercih ederse, itirazın tebliğinden itibaren 6 ay içinde İcra Hukuk Mahkemesi’nde itirazın kaldırılması davası açabilir. Bu dava, daha sınırlı delillerle (genellikle İİK m. 68’de sayılan belgelerle) ve daha hızlı bir şekilde sonuçlanır.
Bu davaların sonucunda mahkeme alacaklıyı haklı bulursa, borçlunun itirazı iptal edilir ve durmuş olan icra takibi kaldığı yerden devam eder. Ayrıca, mahkeme, borçlunun itirazında haksız olduğuna kanaat getirirse, borçluyu takip konusu alacağın %20’sinden az olmamak üzere icra inkar tazminatı ödemeye mahkum edebilir. Bu tazminat, borçluları haksız ve kötü niyetli itirazlarda bulunmaktan caydırmayı amaçlar.
İcra Takibinde Gecikmiş İtiraz: İcra Takibinde İtiraz Süresini Kaçıranların Başka Bir Hakkı Var Mı?
Borçlu, kendi kusuru olmaksızın, önleyemediği bir engel (örneğin ani ve ağır bir hastalık, doğal afet, kaza gibi) nedeniyle yasal 7 günlük itiraz süresini kaçırmışsa, kanun bir istisna tanımıştır. “Gecikmiş itiraz” veya “mazerete dayalı itiraz” olarak bilinen bu kurum, hakkaniyetin bir gereğidir.
- Koşulları ve Süresi: Borçlu, itiraz etmesine engel olan mazeretin ortadan kalktığı tarihten itibaren en geç 3 gün içinde bu yola başvurmalıdır. Ancak bu başvuru, en geç haczedilen mallar satılıp paraya çevrilmeden önce yapılmalıdır.
- Başvuru Mercii ve Usulü: Normal itirazdan farklı olarak, gecikmiş itiraz doğrudan icra dairesine değil, İcra Hukuk Mahkemesi’ne yapılır. Bu başvuru, takibi kendiliğinden durdurmaz. Mahkeme, borçlunun mazeretini haklı ve geçerli bulursa, itirazın kabulüne ve takibin durdurulmasına karar verebilir. Bu kurum, 7 günlük sürenin ne kadar katı olduğunu, ancak istisnai ve haklı durumlarda sistemin esneklik gösterebildiğini ortaya koymaktadır.
İcra takibi süresini kaçıranlar için, tebligatın usulüne uygun yapılıp yapılmadığı da önem arz eder. Zira; tebligat kanununda gösterildiği şekilde usulüne uygun yapılmamış olan tebligat geçersizdir. Geçersiz tebligatla gönderilen ödeme emrini takip eden 7. günün sonunda icra takibinin kesinleşmesi de usule ve yasaya aykırı olacağından; tarafınıza yapılan tebligatın usule uygun olup olmadığının denetlenmesi de hayati önem arz edecektir.
İcra Takibi Nedir Sorusunun Cevabında Haciz Aşaması ve Bilinmesi Gerekenler
İcra takibinin en somut ve genellikle en endişe verici aşaması hacizdir. Takibin kesinleşmesine rağmen borcun ödenmemesi durumunda, alacaklının talebiyle borçlunun mal varlığına hukuken el konulması anlamına gelen haciz, kanunlarla sıkı bir şekilde düzenlenmiştir. Bu bölümde, haciz işlemlerinin nasıl yürütüldüğü, “eve haciz” konusundaki güncel yasal durum ve borçlunun temel yaşam hakkını korumak amacıyla getirilen haczedilmezlik kuralları incelenecektir. İcra takibi nedir sorusunun en korkulan cevabı bu aşamadır.
Haciz İşlemleri ve Mal Varlığı Tespiti
Bir icra takibi kesinleştiğinde, alacaklı, icra dairesinden borçlunun mal varlığının haczini talep etme hakkına sahip olur.Haczin amacı, borçlunun mallarını satarak elde edilecek gelirle alacağı karşılamaktır. Haciz, borçlunun borcuna yetecek miktardaki mal, hak ve alacaklarını kapsar.
Uygulamada haciz süreci genellikle şu adımlarla ilerler:
- İcra Takibi Nedir Sorusunun Cevabında Mal Varlığı Sorgulaması Adımı: İcra dairesi, UYAP sistemi üzerinden borçlunun adına kayıtlı banka hesaplarını, araçları, gayrimenkulleri ve SGK kayıtlarını sorgular.
- İcra Takibi Nedir Sorusunun Cevabında e-Haciz Adımı: İlk ve en hızlı uygulanan yöntem genellikle e-Haciz’dir. Borçlunun banka hesaplarındaki mevcut paraya elektronik olarak bloke konulur. Bu noktada; borçlunun taşınır ve taşınmaz mallarına haciz şerhi eklenmesi; çalıştığı kuruma maaş haczi için ihbarname gönderilmesi de mümkündür.
- İcra Takibi Nedir Sorusunun Cevabında Fiili Haciz Adımı : e-Haciz ile alacak karşılanamazsa, alacaklının talebiyle borçlunun adresinde bulunan taşınır mallarına (ev eşyası vb.) haciz konulur. Haciz işlemi sırasında bir haciz tutanağı düzenlenir ve haczedilen mallar bu tutanağa kaydedilir.
Eve Haciz Gelir Mi? 2024-2025 Düzenlemeleri
Vatandaşlar arasında en çok merak edilen ve endişe yaratan konu eve icra gelir mi sorusudur. Geçmişte icra memurlarının doğrudan karar alarak konutlarda haciz yapabilmesi, birçok mağduriyete yol açmaktaydı. Ancak, yapılan son yasal düzenlemelerle bu konuda önemli bir değişiklik yapılmıştır.
- Hakim Kararı Şartı: 5 Nisan 2023 tarihinde yürürlüğe giren kanun değişikliği ile İcra ve İflas Kanunu’na “Konutta Haciz” başlıklı yeni bir madde eklenmiştir. Bu düzenlemeye göre, borçlunun konutunda haciz işlemi yapılabilmesi için artık icra mahkemesi hakiminden karar alınması zorunludur. Bu, icra memurunun kendi takdiriyle veya alacaklının talebiyle doğrudan eve hacze gelmesini engelleyen, borçlu lehine getirilmiş çok önemli bir güvencedir. Bu değişiklik, eve icra gelir mi sorusuna “evet, ama hakim kararıyla” yanıtını vermemizi sağlar ve keyfi uygulamaların önüne geçer.
- Kiralık Ev ve Aile Evi Durumu: Borçlunun kirada oturması, konutunda haciz yapılmasına engel değildir. Ancak, evde bulunan eşyaların borçluya ait olmadığının ispatlanması durumunda bu eşyalar haczedilemez. Örneğin, evin eşyalı olarak kiralandığı noter onaylı bir sözleşme ile kanıtlanırsa veya evde yaşayan başka bir aile üyesi, eşyaların faturasını ibraz ederek kendisine ait olduğunu ispatlarsa, bu mallar haczin dışında tutulur.
İcra Takibinde Hangi Mallar ve Gelirler Haczedilemez?
İcra hukuku, borç tahsil edilirken borçlunun ve ailesinin “ekonomik ve sosyal ölümünü” engellemeyi amaçlar. Bu sosyal devlet ilkesinin bir yansıması olarak, kanun bazı mal ve gelirlerin haczedilemeyeceğini açıkça düzenlemiştir. Bu, borçlunun borcunu öderken asgari yaşam standardını korumasını ve ekonomik hayata yeniden katılma şansını kaybetmemesini sağlar.
- Temel ve Lüzumlu Ev Eşyaları: Borçlunun ve birlikte yaşadığı aile bireylerinin mütevazı bir yaşam sürdürmesi için “lüzumlu” olan tüm eşyalar haczedilemez. Yargıtay kararları ve yasal düzenlemeler ışığında bu kavrama; koltuk takımı, buzdolabı, çamaşır makinesi, bulaşık makinesi, fırın, yatak, halı gibi ailenin ortak kullanımına ve temel ihtiyaçlarına hizmet eden eşyalar dahildir. Aynı tür eşyadan birden fazla olması halinde birinin haczedilebileceği yönündeki eski uygulama, büyük ölçüde terk edilmiştir. Artık temel kriter, eşyanın ailenin yaşamı için lüzumlu olup olmadığıdır. Ancak antika, değerli tablo, gümüş takımlar gibi süs eşyaları veya lüks kategorisine giren mallar haczedilebilir.
- Maaş ve Emekli Aylığı Haczi: Borçlunun çalışarak elde ettiği maaş veya ücretinin tamamı haczedilemez. Kanuna göre, borçlunun maaşının, emekli aylığının veya diğer düzenli gelirlerinin en fazla dörtte biri (1/4) haczedilebilir. Geriye kalan dörtte üçlük kısım, borçlunun ve ailesinin geçimi için kendisine bırakılır.
- Tamamen Haczedilemeyen Gelirler: Bazı gelirler ise nitelikleri gereği hiçbir şekilde haczedilemez. Bunların başında nafaka alacakları, devletten alınan sosyal yardımlar (engelli aylığı, yaşlılık aylığı, şehit yakını maaşı vb.), öğrenim kredisi ve bursları ile bedensel zararlar (iş kazası, trafik kazası vb.) nedeniyle ödenen tazminatlar gelir.
- Mesleki Aletler ve “Haline Münasip Ev”: Borçlunun mesleğini veya sanatını devam ettirebilmesi için zorunlu olan alet, edevat ve kitapları haczedilemez. Ayrıca, borçlunun ailesiyle birlikte barınması için gerekli olan ve yaşam standardına uygun (“haline münasip”) tek konutu da kural olarak haczedilemez. Borçlu, bu durumu “meskeniyet iddiası” ile ileri sürebilir. Ancak, ev borçlunun sosyal durumuna göre lüks kabul ediliyorsa, mahkeme kararıyla satılıp, borçluya haline münasip bir ev alacak kadar para bırakıldıktan sonra kalan kısmın alacaklıya ödenmesi mümkündür.
İcra Takibinin Sona Ermesi ve Dosyanın Kapanması
Bir icra takibi sonsuza kadar devam etmez. Borcun ödenmesi, tarafların anlaşması veya kanunda öngörülen belirli hukuki durumların gerçekleşmesiyle takip sona erer ve icra dosyası kapanır. Ancak borçluların sıkça yanılgıya düştüğü “dosyanın düşmesi” gibi kavramlar, borcun tamamen ortadan kalktığı anlamına gelmeyebilir. Bu bölümde, bir icra dosyasını sona erdiren haller, özellikle icra dosyası zamanaşımı ve takipsizlik durumları ele alınacaktır.
İcra Dosyalarında Zamanaşımı Süreleri
Her alacak hakkı gibi, icra takibine konu edilen alacaklar da kanunda belirtilen süreler içinde talep edilmediği takdirde zamanaşımına uğrar. İcra dosyalarında zaman aşımı, alacağın türüne göre değişiklik gösterir.
- Genel Zamanaşımı Süresi: Türk Borçlar Kanunu’na göre, kanunda aksi belirtilmedikçe her alacak için genel zamanaşımı süresi 10 yıldır. Bu, bir faturaya veya sözleşmeye dayalı birçok alacak için geçerlidir.
- İlamlı Takiplerde Zamanaşımı: Bir mahkeme kararına (ilama) dayanan alacakların takibi için de zamanaşımı süresi, kararın kesinleşmesinden itibaren 10 yıldır.
- Özel Zamanaşımı Süreleri: Bazı alacak türleri için kanun daha kısa süreler öngörmüştür. En bilinen örnek kambiyo senetleridir (çek, bono, poliçe). Bu senetlere dayalı alacaklar için zamanaşımı süresi vadeden itibaren 3 yıldır. Ancak senedi ciro yoluyla elinde bulunduran hamilin, kendinden önceki cirantalara karşı takip hakkı 1 yıl içinde zamanaşımına uğrar.
İcra takibinde zamanaşımı, borçlu için önemli bir savunma mekanizmasıdır. Ancak burada kritik bir nokta vardır: İcra dairesi veya mahkeme, zamanaşımını kendiliğinden dikkate almaz. İcra dosyaları zaman aşımı dolduğunu, borçlunun bir itiraz veya şikayet yoluyla aktif olarak ileri sürmesi gerekir. Eğer 10 yılı geçmiş bir borç için takip başlatılır ve borçlu süresi içinde zamanaşımı itirazında bulunmazsa, o borcu ödemek zorunda kalabilir.
İcra Takibinde Takipsiz Kalan Dosyalar: İcra Dosyası Ne Zaman Düşer?
Halk arasında “icra dosyasının düşmesi” olarak bilinen durum, aslında dosyanın hukuken işlemden kaldırılmasıdır. Bu, borcun silindiği anlamına gelmez. Bir icra dosyasının işlemden kaldırılmasına yol açan temel sebep, alacaklının dosyayı takipsiz bırakmasıdır.
- Haciz İsteme Süresi: Alacaklı, borçluya ödeme emrinin tebliğ edildiği tarihten itibaren 1 yıl içinde haciz talebinde bulunmak zorundadır. Eğer bu 1 yıllık süre içinde herhangi bir haciz talebinde bulunmazsa, dosya takipsizlik nedeniyle işlemden kaldırılır.
- Satış İsteme Süresi: Alacaklı, haciz işlemini yaptırdıktan sonra da dosyayı takip etmekle yükümlüdür. Haczedilen malın satışını, haciz tarihinden itibaren 1 yıl içinde istemelidir (Bu süre hem taşınırlar hem de taşınmazlar için geçerlidir). Eğer alacaklı bu süre içinde satış talep etmez ve gerekli avansı yatırmazsa, konulan haciz kalkar.
Burada anlaşılması gereken en önemli husus, “dosyanın düşmesinin” yanıltıcı bir terim olduğudur. Bu durum, borcu sona erdirmez; sadece dosyayı “uykuya yatırır”. Alacaklı, genel zamanaşımı süresi (genellikle 10 yıl) dolmadığı sürece, istediği zaman bu dosyayı yeniden canlandırabilir3 Bu nedenle, “dosyam düştü, borç bitti” düşüncesi büyük bir yanılgıdır ve borçlular için ileride beklenmedik sürprizlere gebedir.
İcra Takibinde; İcra Dosya Yenileme Talebi
İcra dosya yenileme talebi, takipsizlik nedeniyle işlemden kaldırılmış (düşmüş) bir dosyanın, alacaklı tarafından yeniden aktif hale getirilmesi işlemidir.
- İcra Dosya Yenileme Talebi Usulü: Alacaklı, icra dairesine bir dilekçe ile başvurarak ve kanunda öngörülen yenileme harcını ödeyerek dosyanın yenilenmesini talep edebilir.
- İcra Dosya Yenileme Talebinde Tebliğ Zorunluluğu: Yenileme talebinin hukuki sonuç doğurabilmesi için, bu talebin borçluya tebliğ edilmesi zorunludur. Tebliğden sonra dosya yeniden canlanır ve alacaklı, haciz gibi takip işlemlerine kaldığı yerden devam edebilir.
Bu kurum, takipsiz kalan bir borcun, zamanaşımı süresi dolmadıkça bir tehdit olarak varlığını sürdürdüğünü göstermektedir. Borçlu, örneğin yeni bir işe girdiğinde veya üzerine bir mal varlığı kaydettirdiğinde, yıllar önce “düştüğünü” zannettiği bir dosyanın yeniden karşısına çıkmasıyla karşılaşabilir.
Adana’da İcra Hukuku ve Adana’da İcra Avukatı Desteğinin Önemi
İcra takibi süreci, yukarıdaki bölümlerde de detaylandırıldığı üzere, katı sürelere, karmaşık usul kurallarına ve taraflar için ciddi sonuçlara sahip bir hukuki alandır. Adana gibi ticari hayatın ve nüfusun yoğun olduğu büyük bir metropolde, icra dairelerindeki dosya sayısı da bir o kadar fazladır. Bu yoğunluk, süreçlerin daha da karmaşıklaşmasına ve hak kayıpları yaşanma riskinin artmasına neden olabilir. İcra takibi nedir ve nasıl yönetilir sorusunun cevabı, profesyonel destekle daha netleşir.
İster alacaklı ister borçlu olsun, tarafların bu süreçte atacağı yanlış bir adım, telafisi güç zararlara yol açabilir. Borçlu için 7 günlük itiraz süresini kaçırmak (Takip yolları değiştikçe itiraz usul ve süreleri değişkenlik gösterebilir), aslında var olmayan bir borcu ödemek zorunda kalmak anlamına gelebilir. Alacaklı için ise usule aykırı bir takip talebi veya süresinde yapılmayan bir işlem, alacağın tahsilini imkansız hale getirebilir. Haczedilemeyecek bir malın haczedilmesi, yetkisiz bir icra dairesinde takip başlatılması veya zamanaşımı gibi teknik konuların tespiti, icra avukatları gibi profesyonellerin uzmanlığını gerektirir.
Bu noktada, sürece hakim bir Adana icra avukatı ile çalışmak, bu karmaşık ve stresli süreçte haklarınızı en doğru ve en etkili şekilde korumanızı sağlar. Adana avukatlık olarak, müvekkillerimize icra takibinin her aşamasında; takip talebinin hazırlanmasından itiraz dilekçelerinin yazılmasına, haciz işlemlerinde hazır bulunulmasından satış ve tahsilat süreçlerinin takibine kadar kapsamlı bir hukuki destek sunmaktayız.
Halk arasında Adana en iyi icra avukatı gibi bir arayış olsa da, önemli olanın icra hukuku alanında tecrübeli ve müvekkilinin haklarını titizlikle savunacak bir hukukçu ile çalışmak olduğu unutulmamalıdır. Profesyonel bir hukuki yardım, sizi hem maddi kayıplardan hem de sürecin getireceği manevi yıpranmadan koruyacaktır. Bir Adana icra avukatı desteği, sürecin her adımında doğru kararlar almanızı sağlar.
Yasal Uyarı: Bu yazı genel bilgilendirme amacıyla hazırlanmış olup, hukuki danışmanlık niteliği taşımaz. Yazılarımız düzenli aralıklarla kontrol ediliyor olsa da; Her gün değişen içtihatlar neticesinde yazımızın güncelliği de garanti edilememektedir. Her somut olay kendi özel koşullarına göre değerlendirilmelidir. Hak kayıpları yaşamamak için profesyonel hukuki yardım almanız tavsiye edilir.
İcra Takibi Nedir hakkında Sıkça Sorulan Sorular (SSS)
İcra takibi nedir?
İcra takibi nedir? sorusunun en net cevabı şudur: Bir borçlunun vadesi gelmiş borcunu kendi rızasıyla ödememesi durumunda, alacaklının bu borcu devletin yetkili organları (icra daireleri) aracılığıyla zorla tahsil etmek için başlattığı yasal işlemler bütünüdür. Bu süreç, alacaklının takip talebiyle başlar ve borçlunun mal varlığına haciz konulup satılarak alacağın ödenmesiyle sonuçlanabilir.
Cebri icra nedir?
Cebri icra nedir? sorusu, icra takibinin zorlayıcı niteliğini vurgular. “Zorla yerine getirme” anlamına gelir ve icra takibiyle eş anlamlı olarak kullanılır. Borçlunun borcunu ödemeyi reddetmesi halinde, devletin egemenlik gücünü kullanarak (polis zoruyla, hacizle vb.) borcun zorla tahsil edilmesini ifade eder. Bu, borçlunun rızası olmasa dahi mal varlığına el konulabilmesi demektir.
İcra ne demek? / İcra nedir?
İcra ne demek veya icra nedir soruları temel bir kavramı işaret eder. “İcra” kelimesi, en basit anlamıyla “yerine getirme, yapma, uygulama” demektir. Hukuki olarak ise, borçların, mahkeme kararlarının veya yasal yükümlülüklerin devlet gücüyle zorla yerine getirilmesi sürecini ifade eder. “İcra takibi” ise bu yerine getirme işleminin spesifik adıdır.
İlamlı icra takibi nedir?
İlamlı icra takibi nedir? sorusunun anahtarı mahkeme kararıdır. Dayanağını bir mahkeme kararından (ilam) veya kanunen ilam gücünde sayılan bir belgeden (örneğin noter senedi, arabuluculuk anlaşma tutanağı) alan takip türüdür. Borcun varlığı zaten mahkemece tespit edildiği için borçlunun borcun esasına itiraz hakkı yoktur, bu da onu alacaklı için çok güçlü bir takip yolu yapar.
İlamsız icra takibi nedir?
İlamsız icra takibi nedir? sorusu, mahkemesiz takibi ifade eder. Herhangi bir mahkeme kararı olmaksızın, sadece alacaklının alacaklı olduğu iddiasına dayanarak başlatabildiği takip yoludur. Genellikle sadece para ve teminat alacakları için kullanılır. Borçlu, kendisine gönderilen ödeme emrine 7 gün içinde itiraz ederek takibi durdurma hakkına sahiptir.
İcra takibi nasıl yapılır?
İcra takibi nasıl yapılır? sorusunun cevabı icra dairesinde başlar. Takip, alacaklının veya avukatının yetkili icra dairesine bir “takip talebi” formu ve varsa dayanak belgelerle başvurmasıyla başlar. Gerekli harç ve masraflar ödendikten sonra icra dairesi dosyayı açar ve borçluya bir ödeme emri (veya ilamlı takipte icra emri) göndererek süreci resmen başlatır.
İcra takip işlemleri nelerdir?
İcra takip işlemleri nelerdir? sorusu sürecin adımlarını özetler. Bir icra takibi temel olarak şu aşamalardan oluşur: 1) Alacaklının takip talebiyle başvurması, 2) İcra dairesinin borçluya ödeme emri göndermesi, 3) Borçlunun itiraz etmemesiyle takibin kesinleşmesi, 4) Alacaklının talebiyle borçlunun mal varlığına haciz konulması, 5) Hacizli malların satılması, 6) Satıştan elde edilen paranın alacaklıya ödenmesi.
İcra davası nedir?
Halk arasında “icra davası” terimi genellikle icra takibinin kendisi için kullanılsa da, hukuken icra davası nedir sorusunun cevabı farklıdır. Gerçek anlamda “icra davası”, icra takibi sürecinde ortaya çıkan uyuşmazlıkları çözmek için açılan davalardır. En yaygın örnekleri, borçlunun itirazı üzerine alacaklının açtığı “itirazın iptali davası” veya “itirazın kaldırılması davası”dır.
İcra kağıdı geldikten sonra ne olur?
İcra kağıdı geldikten sonra ne olur? sorusu kritik bir süreci başlatır. Size gelen “icra kağıdı” genellikle bir “ödeme emri”dir. Bu belgeyi tebliğ aldıktan sonra yasal olarak 7 günlük bir süreniz başlar. Bu 7 gün içinde ya borcu icra dairesine ödemeniz, ya borca tamamen veya kısmen itiraz etmeniz ya da mal beyanında bulunmanız gerekir. Hiçbir şey yapmazsanız, takip kesinleşir ve alacaklı haciz işlemlerine başlayabilir.
Eve icra gelir mi?
Evet, eve icra gelir mi sorusunun cevabı olumludur ancak şartları zorlaştırılmıştır. 2023’te yapılan yasa değişikliği ile artık bir konutta haciz yapılabilmesi için öncelikle icra mahkemesi hakiminden bu yönde bir karar alınması zorunludur. Hakim kararı olmadan icra memurları doğrudan eve hacze gelemez. Bu, borçluları keyfi uygulamalara karşı koruyan önemli bir güvencedir.
Kaç TL altına icra takibi yok?
Kaç TL altına icra takibi yok? sorusu sıkça sorulan ancak yanlış bilinen bir konudur. Türk hukukunda icra takibi başlatmak için yasal bir asgari alacak tutarı sınırı yoktur. Teorik olarak 1 TL’lik bir alacak için bile takip başlatılabilir. Ancak pratikte, takip açmanın getirdiği masraflar (başvuru harcı, tebligat gideri vb.) alacak miktarından fazlaysa, alacaklı için ekonomik olarak mantıklı olmaz. Dolayısıyla yasal bir alt sınır olmasa da, fiili olarak bir “ekonomik mantık sınırı” vardır.
İcra dosyalarında zamanaşımı ne kadar?
İcra dosyalarında zaman aşımı süresi alacağın türüne göre değişir. Kanunda özel bir süre belirtilmemişse genel zamanaşımı süresi 10 yıldır. Mahkeme kararlarına dayalı alacaklar (ilamlar) 10 yılda, ticari senetler (bono, çek) ise genellikle 3 yılda zamanaşımına uğrar. Ancak alacaklının yaptığı her takip işlemi (haciz talebi vb.) zamanaşımını keser ve süreyi yeniden başlatır.
İcra dosya yenileme talebi nedir?
İcra dosya yenileme talebi, alacaklının 1 yıl boyunca hiçbir işlem yapmaması nedeniyle takipsizlikten işlemden kaldırılan (halk arasında “düşen”) bir icra dosyasını yeniden aktif hale getirme talebidir. Alacaklı, zamanaşımı süresi dolmadığı sürece, yenileme harcını ödeyerek dosyayı her zaman yeniden canlandırabilir ve takibe kaldığı yerden devam edebilir.
Birini icraya vermek için gerekli evraklar nelerdir?
Birini icraya vermek için gerekli evraklar nelerdir? İlamsız bir takip başlatmak için hukuken zorunlu tek evrak “takip talebi” formudur. Ancak, olası bir itirazda hakkınızı ispatlamak için alacağın kaynağını gösteren belgeleri (sözleşme, fatura, yazışma, dekont, senet vb.) ve avukatla çalışılıyorsa vekaletnameyi de dosyaya eklemek son derece önemlidir. Kimlik fotokopisi de başvuru için gereklidir.
İcra müdürlüğü ne iş yapar?
İcra müdürlüğü ne iş yapar? sorusu, sürecin yürütücü organını tanımlar. İcra müdürlüğü (icra dairesi), icra ve iflas işlemlerini yürüten resmi devlet organıdır. Görevleri arasında; takip taleplerini kabul etmek, borçlulara ödeme emri göndermek, mal varlığı araştırması yapmak, haciz kararlarını uygulamak, hacizli malların satışını gerçekleştirmek ve elde edilen parayı alacaklılara paylaştırmak bulunur.
İcra memuru ne iş yapar?
İcra memuru ne iş yapar? sorusu sahadaki görevliyi anlatır. İcra memuru, icra müdürlüğü adına fiili işlemleri yürüten kamu görevlisidir. Ofis içinde dosya takibi, tebligat hazırlama gibi işler yaparken, ofis dışında ise haciz mahalline giderek mal tespiti yapmak, malları haczederken tutanak tutmak ve muhafaza altına almak gibi görevleri yerine getirir. Gerektiğinde kolluk kuvvetlerinden yardım isteyebilir.
İcra takibi e-Devlet'te görünür mü?
Evet, adınıza açılmış veya sizin açtığınız icra takip dosyalarını e-Devlet sistemi üzerinden görebilirsiniz. www.turkiye.gov.tr adresine giriş yaptıktan sonra arama çubuğuna “Dava Dosyası Sorgulama” yazarak Adalet Bakanlığı’nın hizmetine ulaşabilir ve buradan tüm icra dosyalarınızın detaylarını (dosya numarası, icra dairesi, taraf bilgileri vb.) görüntüleyebilirsiniz.
Borcu biten icra dosyası nasıl kapanır?
Bir icra dosyasını kapatmanın en kesin yolu borcu ödemektir. Dosyadaki anapara, işlemiş faiz, avukatlık ücreti ve tüm takip masraflarını içeren toplam borç (“dosya kapak hesabı”) icra dairesinin banka hesabına yatırılır. Ödeme yapıldıktan sonra alacaklıdan tahsil harcı kesilir ve dosya hukuken kapanır. Eğer borç, icra dairesi dışında “haricen” alacaklıya ödendiyse, alacaklının veya avukatının icra dairesine “borç haricen tahsil edilmiştir” şeklinde beyanda bulunarak dosyadan feragat etmesi gerekir.
İcra takibine itiraz takibi durdurur mu?
Evet, en önemli sonuçlarından biri budur. İlamsız icra takiplerinde, borçlunun yasal 7 günlük süre içinde yaptığı itiraz, başka hiçbir işleme veya mahkeme kararına gerek olmaksızın takibi kendiliğinden durdurur. Takip durunca, alacaklının haciz veya satış gibi cebri icra işlemlerine devam etmesi mümkün olmaz. Alacaklının takibe devam edebilmesi için mahkemede itirazın iptali veya kaldırılması davası açıp kazanması gerekir.
Cebri icra ne demek?
Cebri icra ne demek? Bu terim, borcun devlet zoruyla tahsil edilmesi anlamına gelir. Borçlunun kendi rızasıyla ödeme yapmadığı durumlarda, alacaklının talebi üzerine devletin icra organlarının (icra daireleri, icra memurları) devreye girerek borçlunun mal varlığına el koyması, satması ve elde edilen gelirle alacaklının alacağını ödemesi sürecidir. Bu, hukukun zorlayıcı gücünü ifade eder.
İcraya nasıl verilir?
Bir kişiyi icraya nasıl verilir sorusunun yanıtı, yetkili icra dairesine başvurmaktır. Alacaklı, alacağını gösteren belgelerle (varsa) birlikte bir takip talep dilekçesi hazırlayarak icra dairesine sunar. Gerekli harçları ödedikten sonra icra dairesi, borçluya bir ödeme emri gönderir ve yasal süreç başlar. Bu işlem avukat aracılığıyla veya şahsen yapılabilir.
İcra dosyaları zamanaşımı süresi nedir?
İcra dosyaları zaman aşımı süresi, alacağın niteliğine bağlıdır. Genel kural olarak, Borçlar Kanunu uyarınca alacaklar 10 yıllık zamanaşımına tabidir. Ancak, kambiyo senetleri (çek, bono) gibi bazı özel alacak türleri için bu süre 3 yıl gibi daha kısa olabilir. Zamanaşımı, borçlunun bunu ileri sürmesiyle dikkate alınır; icra dairesi kendiliğinden incelemez. Ancak özel durumlar söz konusudur. Örneğin, kambiyo senedine özgü icra takiplerinde icra dairesi senedin kambiyo senedi özelliğini haiz olup olmadığını re’sen araştırmak durumundadır. Yani; kambiyo senedine özgü haciz yoluyla bir icra takibi başlattığınızda; sunmuş olduğunuz kambiyo senedinin 3 yılını doldurup doldurmadığı ve dolayısıyla zamanaşımına uğrayıp uğramadığı da icra dairesince re’sen araştırılır.