Reşatbey Mh. 62017 SK. N:8 Billur Apt. K:1 D:3 Seyhan/Adana
ybs@ybshukuk.com.tr
+90 552 310 19 99
Hafta İçi: 09:00 | 17:00
Modern yaşam, bireyleri ve kurumları her an hukuki bir sürecin parçası haline getirebilen karmaşık ilişkiler ağı üzerine kuruludur. Bu dinamik yapı içerisinde hukuk, yalnızca kanun metinlerinden ve yönetmeliklerden ibaret bir alan değil; aynı zamanda öngörü, strateji ve tecrübe gerektiren, yaşayan bir mekanizmadır.Vatandaşların en sık karşılaştığı hukuki sorunlar, genellikle hayatın en kritik dönüm noktalarında bir evliliğin sonlanması, bir yakının vefatı veya en beklenmedik anlarda bir trafik kazası, bir suç isnadı olarak ortaya çıkar. Bu süreçler, doğaları gereği karmaşık ve stresli olduğundan, atılacak yanlış bir adım, telafisi zor hak kayıplarına neden olabilir. Bu nedenle, hukuki bir sorunla karşılaşıldığında profesyonel destek almak, bir lüks değil, hakların korunması için bir zorunluluktur.
Bu noktada, YBS HUKUK | Adana Avukatlık Bürosu, Adana’nın yerel dinamiklerine ve adli süreçlerine hakim kadrosuyla, müvekkillerine bu zorlu labirentte yol gösteren güvenilir bir rehber olarak öne çıkar. Hukuki sorunların çoğu zaman birden fazla hukuk dalını ilgilendirdiği gerçeği, bütüncül bir yaklaşımı da zorunlu kılmaktadır. Örneğin, bir boşanma davası, Aile Hukuku’nun yanı sıra, mal varlıklarının paylaşımı nedeniyle Miras ve Eşya Hukuku’nu, velayet ve nafaka gibi konuları, hatta şiddet iddiaları söz konusu olduğunda Ceza Hukuku’nu ilgilendirebilir. Benzer şekilde, yaralanmayla sonuçlanan bir trafik kazası, Sigorta Hukuku kapsamında tazminat taleplerini gündeme getirirken, aynı zamanda Ceza Hukuku alanında bir yargılamayı da gerektirebilir. Bu kesişim noktaları, hukuki uyuşmazlıklara 360 derece bakabilen, farklı alanlarda yetkinliğe sahip bir hukuk bürosunun ne denli gerekli olduğunu göstermektedir.
Bu sayfa, YBS HUKUK | Adana Avukatlık Bürosu‘nun uzmanlık alanlarına giren temel konularda size bir genel bilgilendirme yapmak amacıyla tasarlanmıştır. Ceza Hukuku, Boşanma Hukuku, Sigorta Hukuku, Miras Hukuku, İcra Hukuku ve İş Hukuku gibi alanlarda karşılaşabileceğiniz temel sorunlar ve haklarınız hakkında genel bir çerçeve çizerken, ilgili konulara dair hukuki hesaplama araçları, makaleler ve dilekçe örnekleriyle sizi daha detaylı ve spesifik bilgilerle aydınlatmayı amaçlamaktayız..
Ceza yargılaması, bir bireyin hayatı boyunca karşılaşabileceği en ciddi ve sonuçları en ağır olabilen hukuki süreçtir. Kişinin özgürlüğü, itibarı ve geleceği doğrudan bu sürecin sonucuna bağlıdır. Türk Ceza Hukuku, “kanunsuz suç ve ceza olmaz” (kanunilik) ilkesi üzerine inşa edilmiştir; bu, bir fiilin kanunda açıkça suç olarak tanımlanmadıkça cezalandırılamayacağı anlamına gelir. Bu temel ilke, ceza yargılamasının keyfiliğe yer bırakmayan, katı usul kurallarına tabi bir alan olduğunu gösterir.
Bu kritik süreçte bir Adana Ceza Avukatı‘nın rolü, şüphenin ortaya çıktığı ilk andan itibaren hayati bir önem taşır. Soruşturma aşamasında (ifade alma, gözaltı, arama, tutuklama gibi koruma tedbirleri), şüphelinin haklarının eksiksiz kullanılmasını sağlamak, hukuka aykırı delil toplanmasını önlemek ve adil bir sürecin temelini atmak avukatın öncelikli görevidir. Yargıtay kararlarında da defaatle vurgulandığı üzere, savunma hakkı kutsaldır ve kısıtlanamaz; bir müdafiin hukuki yardımından etkin bir şekilde yararlanmak, adil yargılanma hakkının temel bir unsurudur. Kovuşturma (dava) aşamasında ise avukat, müvekkilinin savunmasını en güçlü şekilde yapar, delilleri mahkemeye sunar, tanıkları sorgular ve lehe olan tüm hukuki argümanları ileri sürer.
Ceza davaları sadece sanık haklarından ibaret değildir. İşlenen bir suçun mağduru olan kişiler (müşteki/katılan) için de hukuki süreç zorlu ve yıpratıcı olabilir. Mağdurun davaya katılarak haklarını savunması, uğradığı zararın tazminini talep etmesi ve adaletin tecellisinde aktif rol oynaması, yine uzman bir ceza avukatının rehberliğinde mümkündür. YBS HUKUK | Adana Avukatlık Bürosu, ceza davalarına bu bütüncül bakış açısıyla yaklaşarak müvekkillerinin haklarını özenle savunmayı amaçlar.
Ceza hukuku, telafisi imkansız sonuçlar doğurabilecek bir alandır. Hak kaybı yaşamamak ve adil bir yargılanma süreci geçirdiğinizden emin olmak için, bir suç isnadı veya mağduriyeti ile karşılaştığınız ilk andan itibaren bir uzmandan destek almak kritik öneme sahiptir. Ceza Hukukuna Dair Makaleler ve Dilekçe Örnekleri bölümümüzde ceza davanızla ilgili daha detaylı bilgi bulabilir veya doğrudan bizimle iletişime geçebilirsiniz.
Aile hukuku uyuşmazlıkları, özellikle de boşanma davaları, taraflar için yalnızca hukuki değil, aynı zamanda derin duygusal ve psikolojik zorluklar içeren süreçlerdir. Bu hassas dönemde atılacak adımlar, kişilerin gelecekteki mali durumlarından çocuklarıyla olan ilişkilerine kadar hayatın her alanını etkileme potansiyeline sahiptir. YBS HUKUK | Adana Avukatlık Bürosu, bu hassas süreçte müvekkillerinin sadece hukuki haklarını korumakla kalmaz, aynı zamanda onlara empatik bir yaklaşımla manevi destek de sunar.
Eşlerin boşanma kararında veya boşanmanın sonuçları olan nafaka, velayet, tazminat ve mal paylaşımı gibi konularda anlaşmaya varamaması durumunda çekişmeli boşanma davası gündeme gelir. Anlaşmalı boşanmanın aksine, bu dava türü tarafların iddialarını ve karşı tarafın kusurunu delillerle ispat etmek zorunda olduğu, karmaşık ve genellikle uzun süren bir yargılama sürecidir. Dava, 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nda (TMK) belirtilen özel boşanma sebeplerinden birine (örneğin zina, hayata kast, pek kötü veya onur kırıcı davranış, suç işleme ve haysiyetsiz hayat sürme veya terk) veya genel boşanma sebebi olan “evlilik birliğinin temelinden sarsılmasına” dayandırılabilir. Bu süreçte bir Adana Boşanma Avukatı ile çalışmak, davanın doğru hukuki sebebe dayandırılması, delillerin hukuka uygun bir şekilde toplanıp sunulması ve davanın stratejik olarak en başından doğru kurgulanması açısından kritik bir fark yaratır.
Boşanmanın en önemli sonuçları mali ve çocuklarla ilgili konulardır:
Dava süresince eşin ve çocukların geçimi için “tedbir nafakası”, boşanma sonrası yoksulluğa düşecek daha az kusurlu eş için “yoksulluk nafakası” ve çocukların bakım ve eğitim giderleri için “iştirak nafakası” talep edilebilir. Ayrıca, boşanmaya neden olan olaylarda kişilik hakları saldırıya uğrayan veya maddi/beklenen menfaatleri zedelenen taraf, kusurlu eşten maddi ve manevi tazminat isteyebilir. Bu taleplerin miktarı, tarafların sosyal ve ekonomik durumları ile kusur oranlarına göre hakim tarafından belirlenir.
Türkiye’de 1 Ocak 2002 sonrası evliliklerde yasal mal rejimi “edinilmiş mallara katılma rejimi”dir. Bu rejime göre, evlilik birliği içinde emek karşılığı elde edilen tüm mal varlıkları (maaşla alınan ev, araba, banka birikimleri vb.) boşanma durumunda eşler arasında, kusur oranına bakılmaksızın, yarı yarıya paylaşılır. Ancak eşlerin kişisel malları (miras, bağış yoluyla gelen mallar, evlilik öncesi sahip olunan varlıklar) bu paylaşıma dahil edilmez.
Aşağıdaki tablo, anlaşmalı ve çekişmeli boşanma süreçleri arasındaki temel farkları özetleyerek, hangi durumda ne tür bir süreçle karşılaşılacağı konusunda net bir fikir vermektedir.
Özellik | Anlaşmalı Boşanma | Çekişmeli Boşanma |
Süre Şartı | Evlilik en az 1 yıl sürmüş olmalıdır. | Süre şartı yoktur, evliliğin ilk gününden itibaren açılabilir. |
Tarafların Anlaşması | Boşanma ve tüm sonuçlarında (nafaka, velayet, mal paylaşımı, tazminat) tam mutabakat zorunludur. | Taraflar arasında boşanma veya sonuçları hakkında anlaşmazlık vardır. |
Dava Süresi | Genellikle 1–3 ay gibi kısa bir sürede sonuçlanır. | Ortalama 1–2 yıl sürebilir; istinaf ve temyiz ile bu süre uzayabilir. |
Duruşma Sayısı | Genellikle tek celsede tamamlanır. | Delillerin toplanması ve tanıkların dinlenmesine bağlı olarak ortalama 5–6 celse sürer. |
Avukatın Rolü | Protokolün hukuka uygun hazırlanması ve sürecin usulüne göre yürütülmesi. | Strateji belirleme, delil toplama, iddiaları ispatlama, hakları savunma. |
Maliyet | Daha düşük yargılama harcı ve avukatlık ücreti. | Daha yüksek yargılama giderleri (bilirkişi, tanık vb.) ve avukatlık ücreti. |
Boşanma süreci, geleceğinizi şekillendirecek önemli kararlar içerir. Bu yolda atacağınız her adım, mali durumunuzu ve çocuklarınızla olan ilişkinizi doğrudan etkiler. Boşanma Hukukuna Dair Makaleler ve Dilekçe Örnekleri sayfamızda daha fazla bilgiye ulaşabilir, haklarınızı tam olarak öğrenmek için ADana Boşanma Avukatı ekibimizden randevu alabilirsiniz.
Günlük hayatta en sık karşılaşılan hukuki sorunlardan biri de sigorta uyuşmazlıklarıdır. Özellikle trafik kazaları sonrasında, sigorta şirketlerinin tazminat taleplerini çeşitli gerekçelerle reddetmesi veya gerçek zararın çok altında ödemeler teklif etmesi, hak sahiplerini mağdur etmektedir.Bu gibi durumlarda bir Adana Sigorta Hukuku Avukatı ile süreci yürütmek, uğranılan zararın tam ve eksiksiz bir şekilde tazmin edilmesi için büyük önem taşır.
Trafik kazası sonrası en önemli tazminat kalemlerinden biri araç değer kaybıdır. Aracınız, ne kadar iyi onarılırsa onarılsın, bir kaza geçmişine sahip olduğu için ikinci el piyasa değerinde bir düşüş yaşayacaktır. İşte bu düşüş, “araç değer kaybı” olarak adlandırılır ve kazada kusurlu olan tarafın trafik sigortasından talep edilebilir. Anayasa Mahkemesi’nin, sigorta şirketlerinin tazminat hesaplamalarında kullandığı formül dayatmasını ve kilometre sınırı gibi kısıtlamaları içeren “Genel Şartlar” ifadelerini iptal etmesiyle birlikte, artık tazminat hesaplamalarında “gerçek zarar” ilkesi esas alınmaktadır. Bu karar, mağdurların aracın piyasa değerindeki gerçek düşüşü talep etme hakkını önemli ölçüde güçlendirmiştir.
Sigorta uyuşmazlıklarının çözümü için mahkemelere göre daha hızlı ve pratik bir yol olan Sigorta Tahkim Komisyonu kurulmuştur. Ancak bu yola başvurmanın da kendine özgü usul ve kuralları vardır. En önemli dava şartı, tahkime veya mahkemeye gitmeden önce ilgili sigorta şirketine yazılı olarak başvuruda bulunulması ve talebin tebliğinden itibaren 15 gün beklenmesidir. Sigorta şirketi bu süre içinde cevap vermezse veya talebi karşılamayan bir cevap verirse, tahkim yolu açılır.
Ayrıca, bir trafik kazası sadece maddi hasarla sonuçlanmayabilir. Kazanın yaralanma veya ölümle sonuçlanması durumunda, uyuşmazlık Sigorta Hukuku’nun yanı sıra Ceza Hukuku alanına da girer. Bu durum, tazminat talepleri için zamanaşımı sürelerini doğrudan etkiler. Normalde maddi hasarlı kazalarda zamanaşımı, zararın ve sorumlunun öğrenilmesinden itibaren 2 yıl ve her halde kaza tarihinden itibaren 10 yıl iken, kazanın aynı zamanda suç teşkil etmesi (yaralanma veya ölüm) durumunda “uzamış ceza zamanaşımı” süreleri devreye girer. Yaralanmalı kazalarda bu süre 8 yıla, ölümlü kazalarda ise 15 yıla kadar uzayabilmektedir. Bu kritik ayrımı bilmemek, hakların zamanaşımına uğramasına neden olabilir. Bu nedenle, olayın tüm hukuki boyutlarını analiz edebilecek bir Adana Sigorta Avukatından destek almak hayati önem taşır.
Aşama | Açıklama | Dikkat Edilmesi Gerekenler |
1. Sigorta Şirketine Başvuru (Dava Şartı) | Uyuşmazlık konusu olan tazminat talebi, gerekli belgelerle birlikte öncelikle ilgili sigorta şirketine yazılı olarak iletilir. | Bu başvuru yapılmadan tahkim veya dava yoluna gidilemez. Başvurunun yapıldığı ve sigorta şirketine ulaştığı (iadeli taahhütlü posta, noter ihtarı, kargo alındısı vb.) ispatlanmalıdır. |
2. 15 Günlük Bekleme Süresi | Başvurunun sigorta şirketine tebliğinden itibaren 15 gün beklenir. | Şirket bu süre içinde ödeme yapmaz, eksik ödeme yapar veya talebi reddederse tahkim süreci başlatılabilir. |
3. Komisyona Başvuru | Başvuru formu, dilekçe, kimlik fotokopisi, başvuru ücreti dekontu ve sigorta şirketine yapılan başvuruyu kanıtlayan belgelerle online veya fiziki olarak Komisyona başvurulur. | Eksik belge ile yapılan başvurular değerlendirmeye alınmaz. Başvuru ücreti, uyuşmazlık miktarına göre belirlenir. |
4. Raportör İncelemesi | Dosya, Komisyon raportörleri tarafından 15 gün içinde usul yönünden incelenir. Başvurunun şartları taşıyıp taşımadığı kontrol edilir. | Usule aykırı veya eksik başvurular bu aşamada reddedilebilir. |
5. Hakem Ataması ve Yargılama | Usule uygun bulunan dosya, uyuşmazlık konusuna göre uzman bir sigorta hakemine veya hakem heyetine atanır. Hakem, dosyayı esastan inceler, gerekirse bilirkişi raporu alır ve en geç 4 ay içinde kararını verir. | Taraflar, hakemin tarafsızlığına ilişkin itirazda bulunabilirler. Süreç genellikle dosya üzerinden yürür, ancak hakem duruşma yapılmasına karar verebilir. |
6. Karar ve İtiraz Yolları | Hakem kararı taraflara tebliğ edilir. Uyuşmazlık miktarına göre belirlenen parasal sınırların altındaki kararlar kesindir. Bu sınırların üzerindeki kararlara karşı, tebliğden itibaren 10 gün içinde Komisyon nezdinde itiraz edilebilir. İtiraz Hakem Heyeti 2 ay içinde karar verir. Daha yüksek meblağlar için temyiz (Yargıtay) yolu açıktır. | İtiraz ve temyiz süreleri hak düşürücü niteliktedir ve kaçırılmamalıdır. |
Sigorta şirketleri karşısında yalnız değilsiniz. Uğradığınız zararın tam ve eksiksiz olarak tazmin edilmesi yasal hakkınızdır. Sigorta Hukukuna Dair Makaleler bölümümüzde araç değer kaybı, ölümlü kazalarda destekten yoksun kalma tazminatı gibi konularda detaylı bilgi edinebilir, haklarınızı korumak için bizimle iletişime geçebilirsiniz.
Bir yakının kaybının getirdiği manevi üzüntüyle birlikte, mirasın paylaşımı süreci de aileler için oldukça zorlayıcı olabilmektedir. Miras Hukuku, vefat eden bir kişinin (muris) mal varlığının (tereke) yasal veya atanmış mirasçıları arasında nasıl paylaşılacağını düzenleyen kuralları içerir. Bu sürecin doğru ve hukuka uygun bir şekilde yönetilmemesi, hem ciddi maddi kayıplara hem de aile içi ilişkilerin kalıcı olarak zedelenmesine yol açabilir.
Miras sürecinin ilk ve en temel adımı, mirasçıların kimler olduğunu ve pay oranlarını gösteren resmi belge olan veraset ilamının (mirasçılık belgesi) alınmasıdır. Bu belge, noterliklerden veya Sulh Hukuk Mahkemelerinden talep edilebilir. Veraset ilamı alındıktan sonra, murise ait taşınmazlar, banka hesapları, araçlar ve diğer mal varlıklarının mirasçılar adına tescil edilmesi için intikal işlemlerinin yapılması gerekir. Bu süreç, her mal varlığı türü için farklı kurumlarda (Tapu Müdürlüğü, bankalar, Trafik Tescil Müdürlüğü) yürütülür ve belirli prosedürlerin takip edilmesini gerektirir. Örneğin, bir taşınmazın intikali için önce ilgili belediyeden emlak vergisi borcu olmadığına dair yazı alınması, ardından Veraset ve İntikal Vergi Dairesi’ne beyanname verilerek verginin ödenmesi ve son olarak Tapu Müdürlüğü’ne tescil için başvurulması gerekmektedir.
Bu süreçler basit gibi görünse de, terekenin doğru bir şekilde tespit edilmesi, mirasçılar arasında adil bir paylaşım yapılması, vasiyetnamenin varlığı halinde geçerliliğinin değerlendirilmesi veya saklı payı ihlal edilen mirasçıların tenkis davası açması gibi birçok karmaşık hukuki detayı barındırır. İşte bu noktada bir Adana Miras Hukuku Avukatı‘nın rolü devreye girer. Uzman bir avukat, mirasçıların haklarını koruyarak, sürecin en başından sonuna kadar hukuka uygun ve sorunsuz bir şekilde ilerlemesini sağlar, olası uyuşmazlıkları önler veya mevcut uyuşmazlıkları en adil şekilde çözer.
Miras hukuku, dikkatli ve titiz bir takip gerektiren, usuli hataların büyük hak kayıplarına yol açabildiği bir alandır. Miras Hukukuna Dair Makaleler ve Dilekçe Örnekleri bölümümüzde daha fazla bilgi bulabilir, miras sürecini sorunsuz bir şekilde yönetmek için uzman ekibimizden destek alabilirsiniz.
Ticari hayatın ve günlük yaşamın vazgeçilmez bir parçası olan alacak-borç ilişkileri, zaman zaman uyuşmazlıklara ve tahsilat sorunlarına yol açabilmektedir. İcra ve İflas Hukuku, devlet gücü aracılığıyla alacakların tahsil edilmesini sağlayan ve bu süreçte hem alacaklının hem de borçlunun haklarını koruyan kurallar bütünüdür. Bu alanda atılacak doğru adımlar, alacaklı için alacağına en hızlı şekilde kavuşmasını, borçlu için ise haksız taleplere karşı kendini korumasını sağlar.
İcra takipleri temel olarak iki ana başlık altında toplanır:
Alacaklının elinde bir mahkeme kararı (ilam) olmadan, sadece bir belgeye (fatura, sözleşme vb.) veya herhangi bir belge olmaksızın alacak iddiasına dayanarak başlatabildiği takip yoludur. En yaygın türü genel haciz yoluyla takiptir. Bu takip türünde borçlu, kendisine tebliğ edilen ödeme emrine 7 gün içinde itiraz ederse takip kendiliğinden durur. Alacaklının takibe devam edebilmesi için İcra Mahkemesi’nde “itirazın kaldırılması” veya genel mahkemelerde “itirazın iptali” davası açması gerekir.
Alacaklının elinde bir mahkeme kararı veya kanunen ilam niteliğinde sayılan bir belge (örneğin noter senedi, mahkeme huzurunda yapılan sulhler) bulunduğunda başvurulan yoldur. Bu takip türünde, alacağın varlığı zaten bir mahkeme kararıyla sabit olduğundan, borçlunun itirazı takibi durdurmaz. Borçlu, ancak belirli şartlar altında teminat göstererek üst mahkemeden “icranın geri bırakılması” (tehir-i icra) kararı aldırabilir.
Bu süreçlerin her aşaması, belirli sürelere ve usul kurallarına tabidir. Bir Adana İcra Avukatı, alacaklılar adına takip sürecini en etkin şekilde yöneterek alacağın hızla tahsilini sağlarken; borçlular adına ise haksız veya usulsüz başlatılan takiplere karşı yasal itirazları süresinde yaparak hak kayıplarını önler. İcra Hukukuna Dair Makaleler ve Dilekçe Örnekleri sayfamızı inceleyerek veya doğrudan YBS HUKUK ile iletişime geçerek hukuki durumunuz hakkında net bilgi alabilirsiniz.
İşçi ve işveren arasındaki ilişki, 4857 sayılı İş Kanunu ve ilgili mevzuatla detaylı bir şekilde düzenlenmiş olup, her iki tarafın da birbirine karşı önemli hak ve yükümlülükleri bulunmaktadır. Bu dengenin korunması, çalışma barışının sağlanması ve olası uyuşmazlıkların adil bir şekilde çözülmesi, İş Hukukunun temel amacıdır.
İş Kanunu, işçiyi işveren karşısında daha zayıf konumda görerek bir dizi koruyucu hak tanımıştır. Bunların başında; ücretin zamanında ve eksiksiz ödenmesi, kanunda belirtilen süreleri aşan çalışmalar için fazla mesai ücreti talep etme, yıllık ücretli izin kullanma, hafta ve genel tatil günlerinde dinlenme hakları gelir. Ayrıca, işçinin sigorta primlerinin tam olarak yatırılması, iş sağlığı ve güvenliği önlemlerinin alındığı bir ortamda çalışma ve işyerinde mobbinge veya ayrımcılığa maruz kalmama gibi temel hakları da bulunmaktadır.
İşverenin de işçiyi gözetme borcu kapsamında temel yükümlülükleri vardır. Bunlar arasında; işçinin ücretini zamanında ödemek, sigorta primlerini yatırmak, iş sağlığı ve güvenliği için gerekli tüm tedbirleri almak, işçiler arasında eşit davranmak ve işçinin kişilik haklarına saygı göstermek yer alır.
İş sözleşmesinin sona ermesi, iş uyuşmazlıklarının en sık yaşandığı alandır. Feshin niteliğine göre işçinin kıdem tazminatı, ihbar tazminatı gibi hakları doğabilir. İşçi ve işveren arasında bu konularda bir uyuşmazlık çıktığında, dava açmadan önce arabulucuya başvurmak zorunlu bir dava şartıdır. Arabuluculuk sürecinde anlaşma sağlanamazsa, uyuşmazlığın çözümü için İş Mahkemelerinde dava açılabilir.
Bir Adana İş Hukuku Avukatı, işçilerin haklarını tam olarak almalarını sağlamak, işverenlerin ise yasal yükümlülüklerini yerine getirerek olası davalardan ve cezalardan korunmalarına yardımcı olmak için kritik bir rol oynar. Aşağıdaki tablo, iş sözleşmesinin farklı fesih türlerinde tarafların temel hak ve yükümlülüklerini özetlemektedir.
Fesih Türü | İşçinin Hakları | İşverenin Yükümlülükleri |
İşçinin Haklı Nedenle Feshi (İstifa) | Kıdem tazminatı (1 yıl şartıyla), ödenmemiş ücret, fazla mesai, yıllık izin alacağı vb. haklarını talep edebilir. İhbar tazminatı alamaz. | İşçinin tüm hak edişlerini ödemek. |
İşverenin Haklı Nedenle Feshi (Derhal Fesih) | İşçi, kıdem ve ihbar tazminatı alamaz. Diğer alacaklarını (ücret, fazla mesai vb.) talep edebilir. | Feshin haklı nedene (İş K. m.25/II’deki ahlak ve iyi niyet kurallarına aykırılık vb.) dayandığını ispat etmek. |
İşverenin Geçerli Nedenle Feshi | Kıdem ve ihbar tazminatı, diğer tüm işçilik alacaklarını talep edebilir. Koşulları varsa işe iade davası açabilir. | Feshin geçerli bir nedene (işçinin yetersizliği, işletmesel gereklilikler vb.) dayandığını ve feshin son çare olduğunu ispat etmek. |
Belirsiz Süreli Sözleşmenin Feshi (İhbarlı) | İşveren tarafından feshedilirse kıdem ve ihbar tazminatı alır. İşçi ihbar süresine uymadan feshederse işverene ihbar tazminatı öder. | İhbar sürelerine (çalışma süresine göre 2 haftadan 8 haftaya kadar) uymak veya ihbar tazminatı ödemek. |
İş hayatınızda karşılaştığınız haksızlıklara karşı haklarınızı bilmek ve savunmak en doğal hakkınızdır. İş Hukukuna Dair Makaleler ve Dilekçe Örnekleri bölümümüzü ziyaret ederek veya YBS HUKUK avukatlarından danışmanlık alarak doğru adımları atabilirsiniz.
Hukuk, bireylerin ve kurumların haklarını koruyan, toplumsal düzeni sağlayan temel bir yapı taşıdır. Ancak bu yapının karmaşıklığı, hukuki bir sorunla karşı karşıya kalanlar için çoğu zaman bunaltıcı olabilir. Bu rehberde özetlenen Ceza Hukuku, Aile Hukuku, Sigorta Hukuku, Miras Hukuku, İcra Hukuku ve İş Hukuku alanları, vatandaşların en sık destek aradığı ve doğru adımların atılmasının en kritik olduğu alanlardır.
YBS HUKUK | Adana Avukatlık Bürosu, ele alınan tüm bu hukuki disiplinlerde sahip olduğu derin bilgi birikimi, güncel mevzuat ve Yargıtay kararlarına hakimiyeti ve müvekkil odaklı hizmet anlayışıyla öne çıkmaktadır. Bizim için her dosya, sadece bir hukuki uyuşmazlık değil, aynı zamanda bir insanın hayatına, geleceğine ve haklarına dokunan önemli bir sorumluluktur. Bu bilinçle, müvekkillerimize sadece bir dava vekili olarak değil, aynı zamanda tüm süreci şeffaflıkla yöneten, olası riskleri ve fırsatları öngören ve en doğru stratejiyi belirleyen bir “çözüm ortağı” olarak hizmet veriyoruz.
Adana’da karşılaştığınız hukuki sorun ne olursa olsun, haklarınızı korumak ve en doğru çözüme ulaşmak için uzman ekibimizle yanınızdayız. Hukuki sorunlarınız karşısında doğru adımları atmak YBS HUKUK | Adana Avukatlık Bürosu‘ndan danışmanlık hizmeti alabilirsiniz.
Yasal Uyarı: Web sitemizde yer alan yazılar genel bilgilendirme amacıyla hazırlanmış olup, hukuki danışmanlık niteliği taşımazlar. Yazılarımız düzenli aralıklarla kontrol ediliyor olsa da; Her gün değişen içtihatlar neticesinde yazılarımızın güncelliği de garanti edilememektedir. Her somut olay kendi özel koşullarına göre değerlendirilmelidir. Hak kayıpları yaşamamak için profesyonel hukuki yardım almanız tavsiye edilir.