11. Yargı Paketi (Af Yasası) Neler Getirdi?

11. Yargı Paketi (Af Yasası) Neler Getirdi?

Türk hukuk sisteminin son yıllarda geçirdiği en köklü dönüşümlerden biri olan ve kamuoyunda “Af Yasası” olarak bilinen 11. Yargı Paketi, 25 Aralık 2025 tarihli ve 33118 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe girmiştir. YBS Hukuk Bürosu ve Av. Yakup Buğrahan SEVDİ tarafından hazırlanan yazımızda, yasanın getirdiği infaz indirimlerini, ceza artırımlarını ve usul değişikliklerini izah ederek “11. Yargı Paketi (Af Yasası) Neler Getirdi?” İnfaz hükümleri yönünden cevaplamaya çalıştırk.

Yazımız yasa metnini tekrar eden bir özet olmaktan ziyade, yasanın sosyolojik arka planını, “cezasızlık algısı” ile mücadele stratejisini ve özellikle Adana ceza avukatı pratiğine yansımalarını ele alan akademik ve pratik bir başvuru kaynağı olması amacıyla yazılmıştır. Yazımızda, 31 Temmuz 2023 miladı ile getirilen “örtülü af” düzenlemesi, ruhsatsız silah taşıma suçlarında “yatarı olan” ceza dönemine geçiş, trafik magandalığının müstakil bir suç haline getirilmesi ve deprem suçlarının infaz kapsamı dışında tutulması gibi kritik başlıklar, Yargıtay içtihatları ve doktrin görüşleri ışığında analiz edilmiştir.

Yazımızın temel tezi şudur: 11. Yargı Paketi, geçmişe dönük bir “temizlik” (infaz indirimi) yaparken, geleceğe dönük bir “sertleşme” (ceza artırımı) politikası izlemektedir. Bu ikili yapı, sanık ve hükümlüler için karmaşık bir hukuki labirent yaratmakta olup, sürecin uzman bir Adana ceza avukatı nezaretinde yönetilmesini zorunlu kılmaktadır.

Türk Ceza Hukukunda Reform İhtiyacıyla 11. Yargı Paketi’nin Yürürlüğe Girişi

İnfaz Sistemindeki Tıkanıklık ve Covid-19’un Etkisi

Türk infaz hukuku, son on yılda (özellikle 2016 ve 2020 düzenlemeleriyle) sürekli bir değişim geçirmiştir. Ancak infaz hukukunun en büyük kırılma noktası, Covid-19 pandemisi olmuştur. Pandemi döneminde, cezaevlerindeki sağlık risklerini azaltmak amacıyla “Covid İzni” adı altında 100.000‘i aşkın hükümlü geçici olarak tahliye edilmiştir. Bu izinlerin süresi defalarca uzatılmış, ancak 31 Temmuz 2023 tarihi itibarıyla bu izinlerin sona ermesi ve hükümlülerin cezaevine dönmesi gerekliliği, devasa bir sosyal krizi beraberinde getirmiştir.

Adalet Bakanlığı verileri ve ceza hukuku istatistikleri, kapasitenin çok üzerindeki cezaevlerine bu kadar büyük bir kitleyi geri almanın imkansızlığını ortaya koymuştur. İşte 11. Yargı Paketi’nin “infaz düzenlemesi” ayağı, tam olarak bu zorunluluktan doğmuştur. Kanun koyucu, bu kitleyi tekrar cezaevine almak yerine, denetimli serbestlik sürelerini olağanüstü genişleterek “kontrollü özgürlük” alanını büyütmeyi tercih etmiştir.

Kamuoyu“Cezasızlık Algısıyla” Mücadele İstiyor!

Diğer yandan, toplumda artan bireysel silahlanma, trafikte yaşanan şiddet olayları ve “suçlunun yanına kâr kalıyor” algısı, hükümeti ceza kanunlarında sertleşmeye gitmeye zorlamıştır. Adana gibi insan yoğunluğunun bulunduğu şehirlerde sıkça rastlanan “ruhsatsız silahla yakalanıp serbest kalma” döngüsü, kamu otoritesine olan güveni sarsmıştır. Bu nedenle 11. yargı paketi kanun koyucu tarafından, bir tarafta”af” (infaz indirimi) uygularken, diğer tarafta”ceza” (yaptırım artırımı) barındırarak kabir yapıda hazırlanmıştır.

 Av. Yakup Buğrahan SEVDİ’nin 11. Yargı Paketine Dair Yorumu

“Müvekkillerimizden sıkça ‘Af çıktı mı?’ sorusunu alıyoruz. Hukuk tekniği açısından bu bir ‘Genel Af’ değildir; zira genel af suçu ve cezayı tüm sonuçlarıyla ortadan kaldırır. Bu düzenleme, ‘Özel İnfaz Rejimi Değişikliği’dir. Devlet, cezanın varlığını korumakta ancak cezanın infazı usulünü değiştirmektedir. 11. yargı paketiyle Adana özelinde ve Türkiye genelinde binlerce dosyanın yeniden ele alınması gerekecektir. 11. Yargı Paketi kapsamında denetimli serbestliğe hak kazanan hükümlülerin tahliyesi de infaz birimlerindeki iş yoğunluğuna göre sırayla gerçekleşeceğinden; adli makamların süreci tamamlamasını sabırla beklemek gerekmektedir. 

İnfaz Hukuku Reformunda “31 Temmuz 2023” Miladı

Yasanın en çok tartışılan ve en geniş kitleyi ilgilendiren boyutu, 5275 sayılı Ceza ve Güvenlik Tedbirlerinin İnfazı Hakkında Kanuna eklenen Geçici Madde 10 ile getirilen düzenlemelerdir.

İkili İnfaz Rejimi Sorunu

Kanun koyucu, infaz rejimini suçun işlendiği tarihe göre ikiye ayırmıştır. Bu ayrım, Anayasa’nın “Kanun önünde eşitlik” ilkesini zorlayan ancak kamu yararı gerekçesiyle Anayasa Mahkemesi’nin denetiminden geçmesi tarafımızca beklenen bir ayrımdır.

Tablo: 11. Yargı Paketi (Af Yasası)’nın Suç Tarihine Göre Uygulanması (Örnekli)

Tablo: 31 Temmuz 2023 Öncesi ve Sonrası Suçlar İçin Denetimli Serbestlik ve Açığa Ayrılma Hakkı

Bu tablodan anlaşılacağı üzere, suç tarihi 31.07.2023 (dahil) olan bir sanık ile 01.08.2023 olan bir sanık arasında, infaz edilecek hapis cezası bakımından yıllara varan farklar oluşmaktadır.

Denetimli Serbestlikte “3+3” Formülü Nedir?

Kamuoyunda ve basında sıkça “3+3 yıl” olarak lanse edilen düzenleme, teknik olarak iki ayrı hakkın birleşimidir:

1. Erken Açığa Ayrılma: Hükümlünün kapalı cezaevinden açık cezaevine geçme hakkı, normal süresinden 3 yıl önce doğmaktadır.
2. Erken Denetimli Serbestlik: Açık cezaevindeki hükümlünün tahliyesi (denetimli serbestliğe ayrılması), normal süresinden (1 yıl) yerine 3 yıl olarak uygulanmaktadır.

İnfaz yasası olarak bilinen düzenlemede , özellikle 31 temmuz 2023 tarihinden önce işlenen suçlar neticesinde verilecek hükümlerde 6 yıl ve altındaki hapis cezalarında fiili yatarı neredeyse sıfırlanmaktadır. Kanun koyucu bu “sıfır yatar” eleştirisinin ve kamuoyu tepkisinin önünü kesmek için yeni bir şart getirmiştir: Açık Cezaevinde 3 Ay Kalma Şartı.

Hep Birlikte Somut Olay Üzerinden 11. Yargı Paketinin Getirdiği İnfaz Düzenlemesinin Analizini Yapalım

Adana’da sıkça karşılaştığımız “Kasten Yaralama” (TCK 86/1, 86/3-e) suçundan yargılanan ve hakkında 5 Yıl hapis cezası kesinleşen Müvekkil A’nın durumunu inceleyelim. Suç tarihi 15.06.2023 olsun.

• Toplam Ceza: 5 Yıl (60 Ay).
• Koşullu Salıverilme (1/2 İndirim): 2 Yıl 6 Ay (30 Ay).

• Not: 1/2 oranı, 2020 infaz düzenlemesiyle gelmiş ve devam etmektedir.

• Denetimli Serbestlik Hakkı: 11. Yargı Paketi ile 3 Yıl (36 Ay).
• Hesaplama:

• Koşullu Salıverilme Süresi (30 Ay) – Denetimli Serbestlik Hakkı (36 Ay) = –6 Ay.
• Matematiksel olarak hükümlünün “alacaklı” olduğu görülmektedir. Yani hiç yatmaması gerekir.

• Ancak Kanun Diyor ki: Hükümlü önce Kapalı Cezaevine girecek, iyi hal değerlendirmesi yapılacak (yaklaşık 3–7 gün), ardından Açık Cezaevine ayrılacak. Burada en az 3 ay fiilen kalacak ve “iyi halli” olduğu tespit edilirse denetimli serbestlikle tahliye edilecek.
• Sonuç: Müvekkil A, 5 yıllık cezasını yaklaşık 3 ay 1 hafta cezaevinde kalarak infaz etmiş olacaktır.

YBS Hukuk’tan Yararlı Bilgi:

Suç tarihi 31.07.2023 sonrası olsaydı, Müvekkil A’nın yatarı: 30 Ay (Koşullu Salıverilme) – 12 Ay (Denetimli Serbestlik) = 18 Ay (1.5 Yıl) olacaktı. Bir günlük tarih farkı, kişinin özgürlüğünden 15 ay çalmaktadır. 11. Yargı paketiyle birlikte, suç tarihinin önemi daha da artmıştır. 

11. Yargı Paketi Kapsamı Dışında Bırakılan Suçlar

Kanun koyucu, “toplumsal vicdanı yaralayan” belirli suçları 11. Yargı Paketinde yer alan infaz indiriminin dışında tutmuştur. Bir Adana ceza avukatı olarak, dosya incelemesinde ilk bakılacak yer suçun vasfıdır.

Tablo: 11. Yargı Paketi (Af Yasası) Kapsamı Dışında Bırakılan Suçlar

11. Yargı Paketinin İnfaz Düzenlemesi Dışında Tutulan Suçlardan Birisi De “Deprem Suçları” dır.

6 Şubat 2023 depremlerinde Adana’da ve çevre illerde binlerce vatandaşımızı kaybettik. 11. Yargı Paketi hazırlık sürecinde, deprem nedeniyle “bilinçli taksirle öldürme” veya “olası kastla öldürme” suçlarından yargılanan müteahhit ve fenni mesullerin de bu indirimden yararlanacağı endişesi doğmuştur.

Meclis Adalet Komisyonu’nda yapılan son dakika değişikliği ile, deprem nedeniyle işlenen suçlar kapsam dışı bırakılmıştır. Bu düzenleme, mağdur ailelerin adalet arayışına cevap vermekle birlikte, hukuk tekniği açısından “suç türüne göre ayrımcılık” tartışmalarını da beraberinde getirmiştir. YBS Hukuk Bürosu olarak, deprem dosyalarındaki sanıkların infaz hesaplamalarının genel taksirli suçlardan (örneğin trafik kazası) farklı, çok daha ağır bir rejime tabi olduğunu vurgulamamız yanlış olmayacaktır.

Tekerrür Sebebiyle Doğan “4/4 İnfaz” Bilmecesi

Müvekkillerimizden en sık gelen ve en karmaşık sorulardan biri “Mükerrerlere af var mı?” veya “4/4 infaz kalktı mı?” sorularıdır. Bu konudaki bilgi kirliliğini gidermek bu yazıyı yazma gayelerimizden öncelikli olanıdır.

Mükerrir (Tekerrür) Nedir?

TCK 58. maddeye göre, daha önce işlediği bir suçtan dolayı kesinleşmiş cezası bulunan kişinin, belirli bir süre içinde yeniden suç işlemesine “tekerrür”, bu kişiye “mükerrir” denir.

• 1. Kez Mükerrir: Cezası mükerrirlere özgü infaz rejimine göre (örneğin 2/3 veya 3/4 oranında) çektirilir.
• 2. Kez Mükerrir (Çift Mükerrir): İşte “4/4” tabiri buradan gelir. Yasa, ikinci kez mükerrir olanların koşullu salıverilme hakkından yararlanamayacağını, yani cezasının tamamını (4/4‘ünü) cezaevinde geçireceğini söyler.

11. Yargı Paketinde Çift Mükerrirlerin (4de4 yatanların) Durumu

Paket hazırlık sürecinde, çift mükerrirlerin de koşullu salıverilmeden yararlanması (oranın düşürülmesi) yönünde beklenti oluşmuş ve beklenti doğrultusunda “Çift Firar Nedeniyle Denetim Hakkını Yakmamış Olan” Çift Mükerrirlerin de ilgili infaz indiriminden yararlanacağı kabul edilmiştir. 

• İstisna: Çift mükerrirler, 11. Yargı Paketi ile getirilen “Eğitimevi” veya “Açık Cezaevine Ayrılma” kolaylıklarından dolaylı olarak faydalanabilirler mi? Evet, eğer “Çift firar nedeniyle denetim hakkını” yakmamışlarsa, yararlanabileceklerdir.

Av. Yakup Buğrahan SEVDİ Uyarıyor:

Çift mükerrirlik, sanığın cezaevinde kalacağı süreyi iki katına çıkarabilen en ağır düzenlemedir. Özellikle basit hırsızlık veya uyuşturucu kullanma gibi suçlarda, sanıkların sabıka kayıtları dikkate alınmadan yapılan savunmalar, geri dönüşü olmayan infaz mağduriyetlerine yol açmaktadır. Savunma stratejisi kurulurken, sanığın adli sicil kaydının ‘tekerrüre esas olup olmadığı’ en başta incelenmelidir.

Adana Ceza Avukatı Olarak 11. Yargı Paketine Dair Gözlem ve Önerilerimiz

Adana Adliyesi’nde Yoğunluk Artışı ve Görevsizlikler

11. Yargı Paketinin Paketin yürürlüğe girmesiyle birlikte, Adana Adliyesi İnfaz Savcılığı bürosunda binlerce dosyanın yeniden hesaplanması (müddetname tanzimi) süreci başlamıştır. Bu yoğunluk, tahliyelerin gecikmesine neden olabilmektedir.

• Öneri: Hakkında tahliye kararı verilmesi gereken hükümlü yakınlarının, sürecin savcılıkça re’sen (kendiliğinden) yapılmasını beklemek yerine özellikle de yasadan yararlanması gereken hükümlülerin tahliyesi geciktiyse, avukatları aracılığıyla İnfaz Hakimliği’ne talep dilekçesi sunmaları süreci hızlandıracaktır.

Yasanın getirdiği en önemli ders şudur: Hukuk durağan değildir. Dün “kabahat” olan bugün “suç”, dün “1 yıl yatarı olan” bugün “tahliye” olabilir. Bu süreçte, vatandaşların kulaktan dolma bilgilerle değil, profesyonel hukuki destekle hareket etmesini şiddetle tavsiye etmekteyiz.

YBS Hukuk Bürosu ve Av. Yakup Buğrahan SEVDİ olarak, 11. Yargı Paketi’nin getirdiği tüm hukuki imkanları müvekkillerimiz lehine kullanmak, haksız tutuklamalara itiraz etmek ve infaz hesaplamalarındaki hataları düzeltmek için Adana merkezli olarak tüm Türkiye’de faaliyet göstermeye devam ediyoruz. Unutmayın; geç gelen adalet, adalet değildir; ancak doğru bilgi ve strateji ile adaleti hızlandırmak mümkündür.