Yakup Buğrahan SEVDİ yazdı.

Hukuki Destek Almak İçin Formu Doldur!

Kategoriler

Tarih ve Etiket

İçindekiler

Evlilik birliğinin sona ermesi, ebeveynler için olduğu kadar, müşterek çocuklar için de hayatın yeniden şekillendiği bir dönemi başlatır. Boşanma kararıyla birlikte mahkeme tarafından tesis edilen velayet düzenlemesi, çocuğun o anki koşulları ve üstün yararı gözetilerek verilen bir karardır. Ancak hayatın dinamik yapısı, zamanla ebeveynlerin ve çocuğun yaşam koşullarında önemli değişikliklere yol açabilir. Bu değişiklikler, başlangıçta çocuğun menfaatine en uygun olarak belirlenen velayet düzenlemesinin zamanla bu işlevini yitirmesine neden olabilir. İşte bu noktada, Türk Medeni Hukuku, velayet kararlarının statik ve değişmez olmadığını kabul ederek, çocuğun menfaatini korumak amacıyla Velayet Değiştirilmesi Davası kurumunu düzenlemiştir. Bu dava, mevcut velayet düzenlemesinin çocuğun üstün yararına hizmet etmediği durumlarda, velayet düzenlemesinin yeniden ele alınmasını sağlayan hayati öneme sahip bir hukuki mekanizmadır.

Bu yazımızda, bir Velayet Değiştirilmesi Davası açılabilmesi için gerekli olan hukuki şartlar, davanın temel dayanakları, yargılama sürecinde dikkat edilen hususlar ve davanın sonuçları, 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu (TMK) ve güncel Yargıtay içtihatları çerçevesinde detaylı bir şekilde incelenecektir.

Velayetin Değiştirilmesi Davasının Hukuki Dayanağı ve Temel Mantığı

Velayet kararları, verildikleri anın koşullarına göre şekillenir ve maddi anlamda kesin hüküm teşkil etmezler. Bu husus, koşulların değişmesi halinde velayet düzenlemesinin her zaman yeniden ele alınabileceği anlamına gelir. Söz konusu dinamik yapının temel hukuki dayanağı, Türk Medeni Kanunu’nun “Durumun değişmesi” başlıklı 183. maddesidir. Bu kanun maddesi Velayet Değiştirilmesi Davasının da hukuki dayanağını oluşturur.

Türk Medeni Kanunu Madde 183

“Ana veya babanın başkasıyla evlenmesi, başka bir yere gitmesi veya ölmesi gibi yeni olguların zorunlu kılması hâlinde hâkim, re’sen veya ana ve babadan birinin istemi üzerine gerekli önlemleri alır.”

Bu maddede sayılan “evlenme, taşınma, ölüm” gibi haller, kanun koyucu tarafından örnek olarak belirtilmiştir ve sınırlayıcı değildir. Yargılamada asıl odaklanılması gereken, bu veya benzeri “yeni olguların” ortaya çıkması ve bu yeni durumun velayet değişikliğini “zorunlu” kılmasıdır. Davayı açan taraf, bu yeni olgunun bir sonucu olarak mevcut velayet düzenlemesinin artık çocuğun üstün yararına hizmet etmediğini ve değişikliğin çocuğun menfaati için bir “zorunluluk” haline geldiğini somut delillerle ispatlamakla yükümlüdür.

Velayetin Değiştirilmesi Davasını Gerektiren Haller Nelerdir?

Bir velayet değişikliği davası açılabilmesi için, boşanma kararından sonra tarafların veya çocuğun hayatında esaslı ve sürekli nitelikte bir değişikliğin meydana gelmiş olması gerekir. Yargıtay kararları, bu hallerin “çocuğun üstün yararı” ilkesi süzgecinden geçirilerek somutlaştırılması gerektiğini belirtmektedir.

Velayetin Değiştirilmesi Davasında Velayet Sahibi Ebeveynin Durumundaki Değişikliklerin Etkisi

  • Velayetin Değiştirilmesi Davasında, Velayet Sahibi Ebeveynin Yeniden Evlenmesinin Etkisi: Yargıtay’ın istikrarlı görüşüne göre, velayet sahibi ebeveynin yeniden evlenmesi, tek başına velayetin değiştirilmesi için yeterli bir sebep değildir. Velayetin değiştirilebilmesi için, bu yeni evliliğin çocuğun menfaatlerini (bakımı, psikolojisi, güvenliği vb.) olumsuz yönde etkilediğinin somut delillerle ispatlanması gerekir. Velayetin değiştirilmesi davasında davacının iddialarını somut delillerle ispatlanması her şartta önemlidir. 
  • Velayetin Değiştirilmesi Davasında,  Velayet Sahibi Ebeveynin Başka Bir Şehre veya Ülkeye Taşınmasının Etkisi: Velayet hakkına sahip ebeveyn, yerleşim yerini seçme özgürlüğüne sahiptir. Bu nedenle, başka bir şehre veya ülkeye taşınması tek başına velayetin değiştirilmesi sonucunu doğurmaz. Ancak bu durum, velayeti olmayan ebeveynin çocukla kuracağı kişisel ilişkiyi ciddi şekilde zorlaştırıyor veya fiilen imkânsız kılıyorsa, çocuğun diğer ebeveyniyle olan bağının kopma riski nedeniyle velayetin değiştirilmesi gündeme gelebilir.
  • Vefat veya Ciddi Sağlık Sorunları: Velayet sahibi ebeveynin vefat etmesi durumunda, velayet hakkı otomatik olarak sağ kalan diğer ebeveyne geçmez.  Sağ kalan ebeveynin, velayetin kendisine verilmesi için Aile Mahkemesi’nde dava açması gereklidir. Benzer şekilde, velayet sahibi ebeveynin velayet görevini yerine getirmesine engel olacak nitelikte ciddi ve sürekli bir hastalığa yakalanması, akıl hastalığı veya alkol/uyuşturucu bağımlılığı gibi durumlar da velayetin değiştirilmesi için haklı birer sebep teşkil eder. 

Velayetin Değiştirilmesi Davasında Velayet Görevinin Ağır Şekilde İhlalinin Etkisi

  • Velayetin Değiştirilmesi Davasında  Müşterek Çocuğun İhmal Edilmesinin Etkisi: Velayet sahibi ebeveynin, çocuğun beslenme, barınma, sağlık, eğitim gibi temel ihtiyaçlarını karşılamada ağır ve sürekli bir ihmal göstermesi, velayetin değiştirilmesi için en temel gerekçelerden biridir. Yargıtay, velayet görevini bizzat yerine getirmeyip çocuğu fiilen üçüncü kişilerin (örneğin büyükanne, büyükbaba) bakımına terk eden ebeveynden velayetin alınması gerektiği görüşündedir.
  • Velayetin Değiştirilmesi Davasında  Kişisel İlişkinin Engellenmesinin Etkisi : Velayet hakkı, diğer ebeveynin çocukla olan bağını koparma hakkı tanımaz. Velayeti elinde bulunduran ebeveynin, mahkeme tarafından belirlenen kişisel ilişki günlerinde babanın çocukla görüşmesini sistematik ve haksız bir şekilde engellemesi, velayet hakkının kötüye kullanılması olarak değerlendirilir ve Yargıtay içtihatlarında velayetin değiştirilmesi için oldukça ciddi bir sebep olarak kabul edilir.
  • Velayetin Değiştirilmesi Davasında Evi Terk Eden Anneye Velayet Verilir Mi Sorusu? Tek başına ortak konutu terk etmek, velayet hakkının kaybedilmesi için yeterli bir sebep değildir. Ancak terk eylemi, çocuğun bakım ve gözetim yükümlülüğünün ağır ihmali anlamına geliyorsa, yani anne çocuğu da fiilen terk edip onunla ilgilenmiyorsa, bu durum velayetin babaya verilmesi için güçlü bir neden oluşturur.

Velayetin Değiştirilmesi Davasında Çocuğun Durumundaki Değişikliklerin Önemi

  • Çocuğun Beyanı: İdrak gücüne sahip olduğu kabul edilen (genellikle 8 yaş ve üzeri) çocuğun, velayetini doğrudan ilgilendiren bu davada mahkeme tarafından bizzat dinlenmesi bir zorunludur. Çocuğun, velayet sahibi ebeveynle yaşamak istemediğini samimi ve tutarlı bir şekilde ifade etmesi, velayetin değiştirilmesi için önemli bir gerekçedir.
  • Kardeşlerin Durumu: Boşanmada 2 çocuğun velayeti kime verilir sorusunda olduğu gibi, birden fazla çocuk varsa, mahkemeler “kardeşlerin birbirinden ayrılmaması” ilkesini gözetir. Ancak, velayet değişikliği davasında kardeşlerden birinin durumu, diğerinin velayetini de etkileyebilir. Örneğin, velayeti annede olan büyük kardeşin babasının yanına gitmek istemesi ve bu durumun küçük kardeşin de menfaatine olacağının tespiti halinde her iki çocuğun velayeti de değiştirilebilir.

Anlaşmalı Velayet Değişikliği Nasıl Yapılır?

Ebeveynler, boşanma sonrası velayetin değiştirilmesi konusunda kendi aralarında anlaşmaya varabilirler. Peki, Anlaşmalı Velayet Değişikliği Nasıl Yapılır?

  1. Protokol Hazırlanması: Taraflar, velayetin hangi tarafa geçeceği, kişisel ilişki günleri ve nafaka gibi konuları içeren bir “anlaşmalı velayet değişikliği protokolü” hazırlamalıdır.
  2. Mahkemeye Başvuru: Bu protokol ile birlikte, taraflardan biri veya her ikisi birden Aile Mahkemesi’ne bir dilekçe ile başvurarak velayetin değiştirilmesini talep eder.
  3. Hakim Onayı: Velayet kamu düzenine ilişkin olduğundan, tarafların anlaşmış olması tek başına yeterli değildir. Hakim, bu anlaşmanın çocuğun üstün yararına uygun olup olmadığını re’sen araştırır, gerekirse uzman raporu alır ve çocuğu dinler.  Anlaşmanın çocuğun menfaatine olduğuna kanaat getirirse, protokolü onaylayarak velayetin değiştirilmesine karar verir.

Velayetin Değiştirilmesi Davasının Yargılama Süreci

Bir velayet değişikliği davası, kendine özgü usul kuralları olan ve hassasiyetle yürütülmesi gereken bir yargılama sürecidir.

Yargılama AşamasıAçıklamaDetaylar
Dava AçmaVelayet hakkı olmayan ebeveyn, Aile Mahkemesi’ne bir dilekçe ile başvurur. Dilekçede değişiklik nedenleri ve deliller açıkça belirtilmelidir.Davalı ebeveynin veya çocuğun yerleşim yeri mahkemesi yetkilidir. 
Delillerin ToplanmasıMahkeme, tarafların sunduğu delilleri (tanık, mesaj, fotoğraf vb.) toplar ve re’sen araştırma ilkesi gereği gerekli gördüğü diğer araştırmaları yapar. Bu aşamada en önemli delillerden biri Sosyal İnceleme Raporu’dur (SİR).
Sosyal İnceleme Raporu (SİR)Mahkeme tarafından atanan pedagog, psikolog gibi uzmanlar, taraflar ve çocukla görüşerek çocuğun üstün yararının hangi tarafta olduğuna dair bir rapor hazırlar. Rapor mahkeme için bağlayıcı olmasa da kararı büyük ölçüde etkiler. Tarafların rapora itiraz hakkı vardır. 
Çocuğun Dinlenmesiİdrak yaşındaki (8 yaş ve üzeri) çocuk, uzman eşliğinde mahkeme tarafından dinlenir ve velayet konusundaki görüşü alınır. İdrak Yaşındaki Çocuğun dinlenmesi yasal bir zorunluluktur ve yerine getirilmemesi bozma sebebidir.
Geçici VelayetMahkeme, dava süresince çocuğun menfaatlerinin korunması için talep üzerine veya re’sen “geçici velayet” kararı verebilir.Bu karar, dava sonuçlanana kadar çocuğun kiminle kalacağını belirler.
Karar ve SonuçMahkeme, toplanan tüm delilleri ve raporları değerlendirerek çocuğun üstün yararı doğrultusunda velayetin değiştirilmesine veya mevcut durumun devamına karar verir.Kararla birlikte nafaka ve kişisel ilişki konuları da yeniden düzenlenir. 

Velayetin Değiştirilmesi Davasının Sonuçları

Velayet Değiştirilmesi Davası sonucunda mahkemenin velayeti diğer ebeveyne vermesi, bir dizi hukuki sonucu da beraberinde getirir:

  • Velayetin Değiştirilmesi Davası Sonucunda Nafaka Yükümlülüğü: Velayet hakkı hangi tarafa verilirse, o taraf çocuk adına diğer taraftan iştirak nafakası talep etme hakkına sahip olur. Mahkeme, velayetin değiştirilmesi kararıyla birlikte, mevcut nafaka yükümlülüğünü kaldırarak yeni duruma göre nafaka borçlusunu ve miktarını belirler. 
  • Velayetin Değiştirilmesi Davası Sonucunda Kişisel İlişkinin Yeniden Düzenlenmesi: Velayeti kaybeden ebeveynin çocukla kişisel ilişki kurma hakkı devam eder. Mahkeme, yeni duruma göre kişisel ilişki gün ve saatlerini yeniden düzenler.
  • Yasal Temsil Yetkisi: Çocuğun yasal temsilcisi artık yeni velayet sahibi ebeveyndir. Velayeti annede olan çocuğun babası okul kaydı yaptıramayacağı gibi, velayet babaya geçtiğinde de anne bu işlemi tek başına yapamaz.

Bu karmaşık ve hassas süreçte, bir Adana Velayet Davası Avukatından hukuki destek almak, davanın doğru temellere oturtulması ve çocuğun menfaatlerinin en üst düzeyde korunması için büyük önem taşımaktadır. Halk arasında Adana en iyi boşanma avukatı olarak bilinen, aile hukuku alanında tecrübeli bir hukukçu, sürecin her aşamasında müvekkiline rehberlik ederek hak kayıplarının önüne geçecektir.

Yasal Uyarı: Bu yazı genel bilgilendirme amacıyla hazırlanmış olup, hukuki danışmanlık niteliği taşımaz. Yazılarımız düzenli aralıklarla kontrol ediliyor olsa da; Her gün değişen içtihatlar neticesinde yazımızın güncelliği de garanti edilememektedir. Her somut olay kendi özel koşullarına göre değerlendirilmelidir. Hak kayıpları yaşamamak için profesyonel hukuki yardım almanız tavsiye edilir.

Velayetin Değiştirilmesi Davası Hakkında Sıkça Sorular Sorular (SSS)

Boşanma kararıyla verilen velayet düzenlemesinin, sonradan ortaya çıkan ve çocuğun menfaatini etkileyen yeni durumlar nedeniyle mahkeme kararıyla değiştirilmesidir.

Bu dava için herhangi bir zamanaşımı veya hak düşürücü süre yoktur. Velayetin değiştirilmesini gerektiren esaslı bir neden ortaya çıktığı her zaman, çocuk ergin olana kadar açılabilir.

Evet, açılabilir. Velayet kararları kesin hüküm niteliğinde olmadığından, anlaşmalı boşanma ile velayeti diğer tarafa bırakan eş, sonradan koşulların esaslı şekilde değişmesi halinde dava açabilir.

Tek başına yeniden evlenmek, velayetin değiştirilmesi için yeterli bir sebep değildir. Ancak bu yeni evlilik çocuğun bakımını, huzurunu veya gelişimini olumsuz etkiliyorsa, bu durum bir değişiklik sebebi olarak değerlendirilebilir.

Tek başına taşınma eylemi velayetin değiştirilmesi sebebi değildir. Ancak bu taşınma, diğer ebeveynin çocukla kişisel ilişkisini fiilen imkansız hale getiriyorsa ve bu durum çocuğun menfaatine aykırı ise mahkeme velayeti değiştirebilir.

Annenin velayet görevini ağır şekilde ihmal etmesi, çocuğa şiddet uygulaması, çocuğun gelişimine zarar veren bir yaşam sürmesi, ciddi akıl hastalığı veya bağımlılık gibi durumların varlığı halinde velayet anneye verilmez. 

Annenin velayet görevini yerine getirememesi, çocuğun babasıyla kalmayı istemesi (idrak yaşındaysa) ve babanın çocuğa daha iyi bir yaşam ve gelişim ortamı sunacağının ispatlanması gibi durumlarda velayet babaya verilecektir.

Evi terk etmek tek başına velayeti kaybetme nedeni değildir.  Ancak anne, evi terk ederken çocuğu da fiilen terk etmiş ve onunla ilgilenmemişse, bu durum velayet görevini ağır ihmal olarak kabul edilir ve velayeti kaybetmesine neden olabilir.

Velayetin anneye verilmesi, babanın ebeveynlik rolünü bitirmez. Babanın temel hak ve yükümlülükleri şunlardır:

  • Kişisel İlişki Kurma Hakkı: Babanın çocukla düzenli olarak (hafta sonları, bayramlar, yaz tatili gibi) görüşmesini sağlayan en temel haktır.
  • İştirak Nafakası Yükümlülüğü: Babanın, çocuğun bakım, eğitim ve sağlık gibi giderlerine ekonomik gücü oranında katılmasıdır.
  • Bilgilendirilme Hakkı: Çocuğun hayatındaki önemli gelişmelerden (sağlık, okul değişikliği vb.) haberdar edilme hakkı vardır.

Kural olarak hayır. Çocuğun okula kaydı gibi yasal temsil gerektiren işlemleri, velayet hakkına sahip olan anne yapar. Babanın bu işlemi yapabilmesi için anneden alınmış noter onaylı bir özel vekâletnameye ihtiyacı vardır.

Velayetin değiştirilmesiyle birlikte iştirak nafakası yükümlülüğü de el değiştirir. Yeni velayet sahibi, diğer ebeveynden çocuk için iştirak nafakası talep edebilir. Mahkeme, yeni duruma göre nafakayı yeniden belirler. 

Nüfus cüzdanı gibi ayrı bir “velayet belgesi” yoktur. Velayeti ispatlayan belge, davanın görüldüğü mahkemenin verdiği kesinleşmiş gerekçeli karardır. Bu kararın onaylı bir örneği, davanın görüldüğü mahkemenin kaleminden alınabilir.

Taraflar aralarında bir protokol düzenleyerek veya mahkemede sözlü olarak anlaşarak Aile Mahkemesi’ne başvururlar. Hakim, bu anlaşmanın çocuğun üstün yararına uygun olduğuna kanaat getirirse velayetin değiştirilmesine karar verir. 

Türk Medeni Kanunu’nun 337. maddesine göre, anne ve baba evli değilse velayet doğrudan anneye aittir. Babanın çocuğu tanıması veya babalık davası sonucu soybağı kurulması bu durumu değiştirmez. Bu velayet hakkı için ayrıca bir mahkeme kararına gerek yoktur.

Evet, Yargıtay uygulamasına göre idrak yaşında (genellikle 8 yaş ve üzeri) olan çocuğun, kendisini doğrudan ilgilendiren velayet davasında görüşünün alınması zorunludur.

SİR, mahkeme tarafından atanan pedagog, psikolog gibi uzmanların, tarafların ve çocuğun durumunu inceleyerek hazırladığı, çocuğun üstün yararının nerede olduğuna dair görüş içeren bir rapordur.  Bu rapor, hakim için bağlayıcı olmasa da kararı büyük ölçüde etkileyen önemli bir delildir.

Davanın süresi mahkemenin iş yoğunluğuna, delillerin toplanma sürecine ve davanın karmaşıklığına göre değişmekle birlikte, basit yargılama usulüne tabi olduğu için genellikle 12 yıl arasında sonuçlanabilmektedir. Bu süre tarafların durumuna ve yargılamanın genişliğine göre daha uzun veya daha kısa olabilir.

Annenin çocuğa karşı fiziksel, duygusal veya cinsel şiddet uygulaması, istismarda bulunması veya bu tür eylemlere göz yumması, velayet hakkını kaybetmesi için en ciddi sebeplerdendir. Benzer şekilde, çocuğun beslenme, barınma, sağlık gibi temel ihtiyaçlarını sürekli ve ciddi bir şekilde karşılamaması (ihmal), velayetin değiştirilmesi için yeterli bir sebeptir.

Doğrudan “velayet belgesi” adıyla bir belge e-Devlet’ten alınamaz. Velayeti gösteren resmi belge, mahkemenin kesinleşmiş gerekçeli kararıdır. Bu karara e-Devlet şifresi ile UYAP Vatandaş Portalı üzerinden ulaşılabilir.

Kural olarak mahkemeler, kardeşlerin ruhsal gelişimi için “kardeşlerin birbirinden ayrılmaması” ilkesini gözetir ve velayetlerini tek bir ebeveyne verir. Ancak çocukların üstün yararı gerektiriyorsa (farklı yaşlardaki çocukların farklı ebeveynlerle kalmak istemesi gibi) istisnai olarak velayet bölünebilir.

Tıkla, Paylaş

inde Yer Alan Diğer Yazılar